Translation of "Predador" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Predador" in a sentence and their turkish translations:

Predador e presa estão equiparados.

Avcı ve avın şartları eşitleniyor.

Mas o predador tem uma habilidade notável.

Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.

Há um predador que caça rãs-verrugosas...

Tungara kurbağalarını avlayan bir yırtıcı var.

Lembeh é o lar do derradeiro predador furtivo.

Lembeh, en yetenekli tuzak avcısına ev sahipliği yapıyor.

Este é o predador mais bem-sucedido do grupo.

Bu, çetenin en hünerli avcısı.

Aqui está um predador à caça na cidade, à noite.

İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.

Nas árvores, uma câmara de infravermelhos revela outro predador escondido na escuridão.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Com todos os seus poderes destrutivos, este pequeno predador serve um propósito importante.

Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.

Mas não está destinado a um fim pacífico. Há um predador noturno no solo.

Ama kaderinde huzurlu bir son da yok. Buralarda bir gece suikastçısı dolanıyor.

A história fala do "leopardo predador de homens de Rudraprayag", um animal do século XIX

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

O papel do centípede enquanto predador é de manter a população de insetos sob controlo.

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

A luz ténue é aliada de um predador. Os gnus não se atrevem a dormir.

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

Com mandíbulas poderosas e uma mordida mais dolorosa do que duma cobra é um predador a temer.

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.