Translation of "Pedra" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Pedra" in a sentence and their turkish translations:

- Pegou uma pedra.
- Ele pegou uma pedra.

O bir taş aldı.

- Era duro como pedra.
- Estava duro como pedra.
- Estava tão duro como pedra.

O, kaya gibi sertti.

Pedra, papel, tesoura.

Taş, Kağıt, Makas

Não jogue pedra.

Taşları atmayın.

Pegou uma pedra.

O bir taş aldı.

- Ele tropeçou em uma pedra.
- Ele tropeçou numa pedra.

O bir taşın üzerinde tökezledi.

- No chão jaz uma pedra.
- Tem uma pedra no chão.
- Há uma pedra no chão.

Yerde bir kaya var.

- Joguei uma pedra no passarinho.
- Atirei uma pedra ao pássaro.

Kuşa bir taş attım.

Dormi como uma pedra.

Kütük gibi uyudum.

Uso uma pedra como peso.

Ağırlık için de taş kullanacağım.

O menino atirou uma pedra.

Çocuk bir taş attı.

Estava tão duro como pedra.

O, kaya kadar sertti.

Eu construo casas de pedra.

- Taş evler yapıyorum.
- Taştan evler inşa ediyorum.

Eu queria ser uma pedra.

Keşke bir taş olsam.

Esta pedra pesa cinco toneladas.

Bu taş beş ton çeker.

Mas temos que remover essa pedra

fakat, o taşı da çıkarmamız lazım

Há uma pedra em meu sapato.

Ayakkabımda bir taş var.

A ponte é feita de pedra.

Köprü taştan yapılmıştır.

A casa é feita de pedra.

Ev taştan yapılmıştır.

Ele jogou uma pedra no cachorro.

O, köpeğe bir taş attı.

Esta ponte é feita de pedra.

- Bu köprü taştan yapılmış.
- Bu köprü taştan yapılma.
- Bu köprü taştan.

Tom jogou uma pedra em mim.

Tom bana bir taş attı.

Aquela ponte é feita de pedra.

O köprü taştan yapılmıştır.

O diamante é uma pedra preciosa.

- Elmas kıymetli bir taştır.
- Elmas değerli bir taştır.

Tom foi morto com esta pedra.

Tom bu taşla öldürüldü.

Maria foi morta com esta pedra.

Mary bu taşla öldürüldü.

Me ajude a mover essa pedra.

Bu taşı taşımama yardım et.

Tom jogou uma pedra no cachorro.

Tom köpeğe bir taş attı.

A pedra quebra a tesoura. A tesoura corta o papel. O papel embrulha a pedra.

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

Certo, ficou bem. Deixo a pedra descer.

Tamam, bu iyi. Şunu indirelim.

Um louco jogou uma pedra no poço

delinin biri kuyuya bir taş attı

Novamente em uma pedra na mesma região

yine aynı bölgede bir taşın üzerine

A criança atirou uma pedra ao gato.

Çocuk kediye bir taş fırlattı.

Eu tropecei numa pedra, torcendo meu tornozelo.

Bir taşa takıldım, ayak bileğimi incittim.

- Ontem granizou.
- Ontem saraivou.
- Ontem choveu pedra.

Dün dolu yağdı.

Tom se escondeu atrás de uma pedra.

Tom bir kayanın arkasına saklandı.

Esta pedra tem um buraco no centro.

Bu taşın ortasında bir deliği var.

Quem jogou uma pedra no meu cachorro?

Kim köpeğime bir taş fırlattı?

Tom mora em uma casa de pedra.

Tom bir kaya evinde yaşıyor.

Tom jogou uma pedra no meu cachorro.

Tom köpeğime taş attı.

- O pingar constante acaba com a pedra.
- Água mole em pedra dura tanto bate até que fura.

Damlayan su taşı deler.

Queria remover a pedra. Quem é agricultor sabe

taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

- Era duro como pedra.
- Estava duro como rocha.

O, kaya gibi sertti.

A pedra de Rosetta foi encontrada em 1799.

Rosetta Taşı 1799'da bulundu.

Por favor, mova essa pedra daqui para lá.

Bu kayayı buradan şuraya taşı lütfen.

Tom dormiu como uma pedra na noite passada.

Tom dün gece kütük gibi uyudu.

Talvez a coleira ficasse presa numa pedra, ou algo.

Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.

Você se lembra que jogaríamos uma pedra como esta

hatırlar mısınız böyle bir taş atardık

Mas a profundidade da pedra era um pouco demais

fakat taşın derinliği biraz fazlaydı

Pedra com 6 metros de altura e 60 toneladas

6 metre yüksekliğinde 60 ton ağırlığındaki taşı

Aprendemos que a pedra tem 4 milhões de anos

taşın 4 milyon yıllık olduğunu öğrendik

- Vamos jogar pedra, papel e tesoura?
- Vamos jogar joquempô?

Taş, kağıt, makas oynayalım mı?

"Pedra que rola não cria lodo" é um provérbio.

"Yuvarlanan taş yosun tutmaz" bir atasözüdür.

Nós já não estamos vivendo na idade da pedra.

Artık taş devrinde yaşamıyoruz.

Eu pensava que você tinha um coração de pedra.

Taş kalpli olduğunu düşünüyorum.

A vitrine da loja foi quebrada por uma pedra.

Vitrin bir taşla kırıldı.

Põe o corpo numa postura estranha que parece uma pedra.

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

A casa tinha um muro de pedra em volta dela.

Evin etrafında taş bir duvar vardı.

A madeira flutuará e a pedra se afundará em água.

Suda ahşap yüzecektir ve taş batacaktır.

Uma pedra do céu grande o suficiente para destruir o mundo

dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

Então, o que essas pessoas estão comendo, bebendo, pedra ou comida?

Peki bu insanlar ne yiyecek, ne içecek, taş mı yiyecek bu insanlar?

E depois queria ficar quieto, por isso, agarrei-me a uma pedra.

Sonra sabit durmak istedim ve bir kayaya tutundum.

Até quem tem um coração de pedra pode ser levado às lágrimas.

Taş kalpliler bile gözyaşlarına boğulabilirler.

E enquanto vinham da Lua, eles trouxeram 380 kg de pedra da lua

Ve Ay'dan gelirken 380 kilogram ay taşı getirdiler

Ao mesmo tempo, se um bloco de pedra for colocado a cada 4 minutos

aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse

Então, se você tiver uma pedra enquanto estiver arando o campo, você a removerá

yani eğer tarlayı sürerken bir taş varsa onu çıkarırsın

Está escurecendo cedo por aqui. O sol parece cair como uma pedra quando chega o outono.

Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.

Pode um deus onipotente criar uma pedra tão pesada que até mesmo ele não consegue levantá-la?

Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?