Examples of using "Façam" in a sentence and their turkish translations:
Bir liste yap.
Gürültü yapmayın.
- Savaşma seviş.
- Savaşma, seviş.
Gençler, kütüphanede sessiz olun.
Onların bana bir iyilik yapmalarına ihtiyacım yok.
İyi yolculuklar.
- Tercihinizi yapın.
- Seçimini yap.
Onu yarın yapın.
Çantaları hazırla. Boston'a geri dönüyoruz.
Bahislerinizi oynayın.
Herkesi aynı şeyi yapmaya zorluyorum.
onlardan daha iyi yapmaları bekleniyor.
Çok fazla soru sorma.
Bunu benim için yap.
- İyi yolculuklar.
- İyi yolculuklar!
Lütfen bunu yap.
Onu benim için yap.
Onu Tom için yap.
Gürültü yapmayın.
- kahramanların yapmasını beklediğiniz şey bu.
Lütfen henüz onu yapma.
Ne gerekiyorsa yapın.
Dediğimi yap.
Dikkati üzerine çekecek bir şey yapma.
Sinirlenmek için tahriklere kapılmayın.
Siz arkadaşların bunu yapmasına izin vereceğim.
Onu derhal yapmanı istiyorum.
yani manyetik kutbu hissederek yön tayinlerini buna göre yapıyorlar
Yapman gerekeni yap.
Söylediği gibi yap.
Söylediği gibi yap.
Lütfen beni izleyiniz.
- Başka soru sorma.
- Başka soru sormayın.
İyi yolculuklar.
Yaşamak istiyorsan onu yapma!
Gürültü yapmayın.
Tom insanlara kendisi için bir şeyler yaptırmada iyidir.
Herkesin beni sevmesi gerekmiyor, doğru kişilerin sevmesi yeterli.
Sırada bekleyin lütfen.
Sadece Tom'un yapmanı söylediği her şeyi yap.
Bunu tekrar yapmamayı önerirdim.
Ne yaparsan yap, onu çabuk yap.
Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
Aptal yerine konulmaktan hoşlanmıyorum.
Zamanında burada olduğundan emin ol.
Onlar ne yapmanı istiyorlar?
- Lütfen onu yapmayın.
- Lütfen bunu yapma.
Lütfen yapmanı istediğimiz şeyi yap.
Tom'un beladan uzak kaldığından emin ol.
İşte almanı istediğim bir test.
Bunu yapmadan önce, bilmen gereken bir şey var.
Lütfen giderken kapıyı kilitle.
Henüz sorular sorma. Sadece söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.
Lütfen televizyonunun sesini kısar mısın?
Onu şimdi yapmak zorunda değilsin.