Translation of "Barulho" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Barulho" in a sentence and their turkish translations:

- Não faça barulho.
- Não faça barulho!
- Não façam barulho.

Gürültü yapmayın.

- Eu ouvi um barulho.
- Escutei um barulho.

Bir gürültü duydum.

- Não faça nenhum barulho.
- Não faça qualquer barulho.
- Não façam nenhum barulho.

Gürültü yapmayın.

- Ele reclamava do barulho.
- Ele se queixava do barulho.
- Ele reclamou do barulho.

- O, gürültü hakkında şikâyet etti.
- O, gürültü hakkında şikâyette bulundu.

- Tom ouviu um barulho.
- Tom escutou um barulho.

Tom bir gürültü duydu.

- Aquele barulho me acordou.
- Aquele barulho me despertou.

O gürültü beni uyandırdı.

Ouvimos um barulho.

Bir gürültü duyduk.

Não faça barulho!

Gürültü yapmayın!

O barulho continuou.

Gürültü devam etti.

O barulho parou.

Gürültü durdu.

Não façam barulho.

Gürültü yapmayın.

- Silêncio!
- Calado!
- Para de fazer barulho!
- Olha o barulho!

- Sessiz ol.
- Şıst!

- Está fazendo muito barulho aqui dentro.
- Aqui tem barulho demais.

Burası çok gürültülü.

- Aquele elevador faz muito barulho.
- Esse elevador faz muito barulho.

O asansör çok gürültü yapıyor.

- Eu não consigo mais suportar aquele barulho.
- Não consigo mais suportar aquele barulho.
- Eu não aguento mais esse barulho.
- Não aguento mais esse barulho.

O gürültüye daha fazla dayanamam.

O barulho me acordou.

Gürültü beni uyandırdı.

O barulho diminuía gradualmente.

Gürültü giderek azaldı.

Pare com esse barulho!

Bu gürültüyü durdur!

Estou acostumada ao barulho.

Ben gürültüye alışkınım.

Ouvi um barulho estranho.

Garip bir ses duydum.

Tom ouviu o barulho.

Tom gürültüyü duydu.

O barulho é ensurdecedor.

Gürültü sağır ediyor.

Muito barulho por nada.

Bir kaşık suda fırtına!

Você ouviu esse barulho?

Gürültüyü duydun mu?

O barulho assustou Tom.

Gürültü Tom'u ürküttü.

Ouvi um barulho engraçado.

Ben tuhaf bir gürültü duydum.

Menos barulho, por favor.

Lütfen sessiz olun.

Ele ouviu o barulho.

O gürültüyü duydu.

Houve aquele barulho novamente.

Yine o ses var.

Maria escutou um barulho.

Mary bir gürültü duydu.

Eles escutaram um barulho.

Onlar bir gürültü duydu.

Este barulho é irritante.

Bu gürültü sinir bozucu.

Não faça barulho aqui.

Burada gürültülü olmayın.

Que barulho é este?

- Bu ses ne?
- Nedir bu ses?

Tom reclamou do barulho.

Tom gürültü hakkında şikâyette bulundu.

- O barulho atrapalhou o meu sono.
- O barulho atrapalhou meu sono.

Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.

- Eu nunca escutei esse barulho antes.
- Nunca escutei esse barulho antes.

O sesi daha önce hiç duymadım.

- Eu não aguento aquele barulho.
- Eu não consigo suportar esse barulho.

O gürültüye katlanamam.

- Esse barulho está me deixando louco.
- Esse barulho está me deixando louca.

O gürültü beni kızdırıyor.

- Quem está fazendo todo esse barulho?
- Quem está fazendo todo aquele barulho?

- Bütün bu gürültüyü yapan kim?
- Bütün bu gürültüyü kim çıkarıyor?

Ouviram o barulho dos barcos...

Teknelerin sesini duymuşlar.

Eu não suporto o barulho.

Gürültüye katlanamıyorum.

Ele foi acordado pelo barulho.

O, gürültü ile uyandırıldı.

Minha vizinha reclamou do barulho.

Komşum gürültü hakkında şikayetçi oldu.

Eu estava fazendo barulho demais?

Çok fazla gürültü yapıyor muydum?

- Não faça barulho!
- Fique quieto!

Sessiz olun.

Por favor, não faça barulho.

Lütfen, gürültü yapma.

Não suporto mais este barulho.

Artık bu gürültüye dayanamam.

Eu ouvi um barulho estranho.

- Yabancı bir ses duydum.
- Tuhaf bir ses duydum.
- Tuhaf bir gürültü duydum.

John não suporta o barulho.

John gürültüye tahammül edemez.

Não faça barulho nessa sala.

Bu odada gürültü etmeyin.

O que foi esse barulho?

O gürültü neydi?

Ei, que barulho é esse?

Hey, bu gürültü nedir?

Escutei um barulho lá fora.

Ben dışarıda bir gürültü duydum.

- Não podia aguentar mais esse barulho.
- Eu não conseguia aguentar mais esse barulho.

Gürültüye daha fazla dayanamadım.

- Eu pedi para você não fazer nenhum barulho.
- Pedi para você não fazer nenhum barulho.
- Eu pedi para vocês não fazerem nenhum barulho.
- Pedi para vocês não fazerem nenhum barulho.

Herhangi bir gürültü yapmamanı rica ettim.

- Não posso dormir com todo esse barulho.
- Não consigo dormir com todo esse barulho.

Bütün bu gürültü yüzünden uyuyamıyorum.

O garoto começou a fazer barulho.

Çocuk gürültü yapmaya başladı.

O barulho me dá nos nervos.

Gürültü sinirlerimi bozuyor.

O barulho do trem esvaecia-se.

Trenin sesi azalarak kayboldu.

Você pode manter o barulho baixo?

Sesi kısar mısın?

Ouvi um barulho atrás de mim.

Arkamda bir gürültü duydum.

O barulho atrapalhou o meu sono.

Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.

Não faças barulho a comer sopa.

Çorbanızı içerken ses çıkartmayınız.

Não faça tanto barulho, por favor.

Çok gürültücü olma, lütfen.

Eu não posso tolerar esse barulho.

O gürültüye katlanamam.

Eu não suporto mais esse barulho.

Bu gürültüye artık dayanamıyorum.

O que está fazendo esse barulho?

- Bu sesi ne çıkarıyor?
- Bu gürültüyü yapan ne?

As crianças estão fazendo muito barulho.

Çocuklar çok gürültü yapıyor.

Os moradores se queixaram do barulho.

Oturanlar gürültü hakkında şikayette bulundular.

Estudo aqui quando não há barulho.

Gürültü olmadığı zaman burada çalışırım.

Tom reclamou do barulho na recepção.

Tom ön masada gürültü ile ilgili şikâyet etti.

Eu não consigo aguentar este barulho.

Bu gürültüye katlanamam.

- O bebê está dormindo. Não faça nenhum barulho.
- O bebê está dormindo. Não façam barulho.

Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.

- Eu não consegui adormecer por causa do barulho.
- Eu não conseguia dormir por causa do barulho.

- Gürültüden dolayı uyuyamadım.
- Gürültü yüzünden uykuya dalamadım.

Houve um barulho tão grande dessa explosão

bu patlamadan öyle büyük bir ses çıktı ki

Ele me disse: "Não faça tanto barulho."

O bana "böyle gürültü yapmayın" dedi.

Não dá para estudar com tanto barulho!

Bu kadar çok gürültü ile çalışmak mümkün değildir!

Não posso aguentar o barulho da rua.

Caddeden gelen gürültüye katlanamıyorum.

Não faça barulho ao comer a sopa.

Çorba içerken gürültü yapma.

Não consigo dormir por causa do barulho.

Gürültüden dolayı uyuyamıyorum.

Tom ouviu um barulho e foi investigar.

Tom bir ses duydu ve araştırmaya gitti.

Eu não posso mais aguentar esse barulho.

O gürültüye daha fazla katlanamam.

Este aspirador de pó faz muito barulho.

Bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.

Ah, por favor, pare com aquele barulho!

Ah, o gürültüyü lütfen durdurun!

Não se pode estudar com tanto barulho.

Biri böyle bir gürültü içinde çalışamaz.

Não faça barulho quando você tomar sopa.

Çorba yerken ses yapma.

O barulho na cidade me irrita muito.

Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.

Não consigo dormir com todo esse barulho.

Ben bütün o gürültü ile uyuyamam.

Esse barulho me manteve acordado a noite inteira.

Gürültü bütün gece beni uyutmadı.

Não estou ouvindo nada por causa do barulho.

Gürültüden dolayı bir şey duyamıyorum.

Nós não conseguimos dormir por causa do barulho.

- Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
- Gürültü yüzünden uyuyamayız.

As crianças vão acordar se você fizer barulho.

Gürültü yaparsan çocuklar uyanır.

Eu não podia dormir por causa do barulho.

Gürültüden dolayı uyuyamadım.

- Ele ouviu um barulho.
- Ele ouviu um ruído.

O bir gürültü duydu.