Examples of using "Silêncio" in a sentence and their turkish translations:
Sessizlik.
Sessiz olun.
Ben sessiz kaldım.
Ürkütücü bir sessizlik vardı.
Sessizliği boz.
Sessizlik, lütfen.
Sessizlikte kuvvet vardır.
Bir sessizlik vardı.
Ve sonra, bu kötü davranışların sürmesine, sessizliğimin,
Sessizlik nasıl görünüyor?
Sessizliği beni şaşırttı.
Tom sessizce acı çekiyordu.
Yavaşça ve sessizce.
Başkan sessizliği emretti.
Hepsi sessizdi.
O sessiz kaldı.
Biz yemek yerken sessiz olun.
Onlar sessizliği bozdu.
Toplam sessizlik vardı.
Tom sessiz kaldı.
Onlar sessizce beni izlediler.
Her şey sessizdi.
Ben sessizliği bozdum.
Burada gerçekten sessiz olmalısın.
Sessizliğin gücü vardır.
Sessiz kaldılar.
Sessizlik! Ben senin küstahlığına tahammül etmeyeceğim.
Sessizlik her zaman iyi değildir.
Çocuk sessiz kaldı.
Odada sessizlik vardı.
Oda sessizdi.
Ben sessizliği sevmiyorum.
Sessizlikten korkar mısın?
Tom bir süre sessiz kaldı.
Çevrede mutlak sessizlik egemendi.
Onlar kederli bir şekilde sessizdi.
Dindar sessizce dua eder.
Çocuk sessizdi.
Bir an bir sessizlik vardı.
Gençler, kütüphanede sessiz olun.
Onun sessizliği beni şaşırttı.
Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.
Uzun bir sessizlik izledi.
Biz sessizce masaya oturduk.
Ormanda ortalık tekrar sessiz oldu.
Tom akşam yemeği sırasında sessiz kaldı.
Ben huzur ve sakinliği severim.
Senin sessizliğin beni sinirlendiriyor.
Biz konuşuyorken o sessiz kaldı.
Kurs sırasında sessiz olun.
Sessizlik bazı insanları sinirli yapar.
Gürültülü makine sessizliği bozuyor.
Sessizlik her zaman iyi değildir.
Sessizlik... ...en güvenli strateji.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
O tüm gün sessiz kaldı.
Sessizlik bir çığlık ile bozuldu.
Tom konuştuğunda, onların hepsi sessiz kaldılar.
Tom toplantı boyunca sessiz kaldı.
Benim sessizliğimi satın almaya çalışıyor musun?
Sınıf sessizdi.
Tom bütün gün boyunca sessiz kaldı.
- Onun sessizliğini razı oluş kabul ettim.
- Sessizliğini razı olmasına yordum.
Söz gümüşse, sukut altındır.
Everett bir an sessiz durdu.
Tom sadece sessiz olmamızı istiyor.
Bir kütüphanede sessiz olmalısın.
Biz yemek yerken sessiz ol.
Bir şey söyle. Ani sessizliğin beni rahatsız ediyor.
Herkes bir an için sessizdi.
Sessizlik, çürütmesi zor bir argümandır.
Müzik notalar arasındaki sessizliktir.
Sessizlik yüksek sesli bir öksürükle bozuldu.
Tom ve amcası sessizce birlikte yürüdü.
Ev karanlıktı ve sessizdi.
Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.
41 milyon vatandaşın susmasıyla son buldu.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, sessiz kalmaya devam etti.
Sessizlik bir aptal için tek cevaptır.
Ne söyleyeceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
Oğlan sessiz kaldı.
İkimiz de uzun zamandır sessizdik.
- Sessiz ol.
- Şıst!
Sessizlik rıza verir.
O, onun yanına oturdu ve sessizce dinledi.
Tom'un sessizliği Mary'yi kızdırdı.
- Gözleri yaşlı sessizce oraya oturdu.
- Gözlerinde yaşlarla sessizce orada oturdu.
Onlar sakin.
Ressam resimlerini tuvalin üzerine yapar, müzisyenlerse sessizliğin üzerine. Biz müziği sunarız, siz ise sessizliği.
Gençler ise etrafına toplanır ve sessizce otururlar.
Çığlığı, durgun gecede 100 metrenin ötesine kadar ulaşıyor.
Yavaşça ve sessiz! Leşler hayatta kalmakta işe yarar.
Sessizliğinden cevabımdan tatmin olmadığın sonucuna vardım.
O her zaman sessiz kaldı.