Examples of using "Destruir" in a sentence and their turkish translations:
Bu bandı yok etmemiz gerekir.
Bu duvarı yıkacağım.
Tom projeyi yok etmek için bir kumpas kurdu.
birileri Türkiye'yi yok etmeye çalışıyor
her şeyi ama her şeyi yok edebiliyorlar
Tom Boston'u ziyaret etmek için planlar yaptı.
ama bu yetmiyor Türklüğü de yok etmeye çalışıyor
Alkol bir insanın karaciğerini yok edebilir.
yok edip yuvalarına taşıyabilirler.
bir toplumu yok etmek istiyorsanız plan çok basit
Bir şeyi yıkmak, yapmaktan çok daha kolaydır.
dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı
Anne ve çocuk arasındaki değerli bağları yok edemezsiniz.
İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.
Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.
Yollarından çekilmeni istiyorlar ama sizi yok etmek istemiyorlar,