Translation of "Basta" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Basta" in a sentence and their turkish translations:

- Chega!
- Basta!
- Já basta!

- Yeter!
- Yeter be!

Basta!

- Yetti artık.
- Yeter artık.
- Yetti gari.

basta!

- Zaten yeterli!
- Yeter artık be!

Basta uma pedrinha.

Küçük bir taş alıyorlar.

Basta por ora.

Şimdilik bu yeter.

Basta, não chore!

Artık yeter, ağlama!

Basta lembrar disso.

Sadece onu hatırla.

Não basta ser submissa.

Boyun eğmek yeterli olmuyor.

Por ora, isto basta.

Bunun şimdilik yeterli olması gerekir.

Basta ir descansar um pouco.

Sadece git ve biraz dinlen.

Não basta olhar para as críticas

sadece eleştiri diye de bakmayın olaya

Basta usar um deles. Você usa.

ula yeter ki kullansın birini yahu. Kullansın.

A bom entendedor, meia palavra basta.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Para bom entendedor, meia palavra basta.

Anlayana tek kelime yeter.

Basta usar este pano e fazer xixi.

Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.

Se o sol desaparece, a lua basta.

Eğer güneş kaybolsa, ay yeter.

- Um de vocês não basta?
- Uma de vocês não basta?
- Um de vocês não é o suficiente?

Sizden biri yeterli değil mi?

Mas isso não basta tentar destruir o turco

ama bu yetmiyor Türklüğü de yok etmeye çalışıyor

Para experiência e aprendizagem não basta a eternidade.

Tecrübe ve öğrenme için sonsuzluk yeterli değildir.

Basta um simples contacto para lhe salvar a vida.

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

Basta ativar um para selar o destino da barata.

Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.

basta seguir os famosos críticos de TI do mundo

dünyanın ünlü bilişim eleştirmenlerini takip etmeniz yeterli

Para apreciar a beleza dela, basta olhar para ela.

Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.

Basta olhar para ela, para saber que ela gosta de você.

Sadece ona bakarak, onun seni sevdiğini söyleyebilirsin.

- Já basta.
- Tá bom.
- É suficiente.
- Isso é suficiente.
- Já tá bom.

- Yeterli.
- Bu yeterli.
- Bu kadarı yeterli.
- Yeter.

Nem todos precisam gostar de mim. Basta que o façam os certos.

Herkesin beni sevmesi gerekmiyor, doğru kişilerin sevmesi yeterli.

E pronto, basta... ... polvilhar isto à medida que ando, para marcar o rasto.

Bakın, sonra da yolu işaretlemek için bunu her yere sıçratabilirim.

- Para bom entendedor meia palavra basta.
- Para um sábio, uma palavra é suficiente!

Arif olana tek bir kelime yeter!

- A bom entendedor, meia palavra basta.
- Eu não preciso ser mais claro.
- Não preciso ser mais claro.

Anlayan arif gerek.

Podemos abrigar-nos sob esta pequena saliência rochosa. Basta um pouco de espaço à sombra, longe do sol.

Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.

Basta uma palavra para partir um coração, mas para consertar um coração partido, nem um pedido de desculpas nem uma vida são suficientes.

Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.

Não se precisa de muita coisa para se ser feliz: olhos que possam distinguir, um coração que compreenda e uma alma que viva é o quanto basta.

Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın ve ruhun yaşasın.