Examples of using "Deixar" in a sentence and their turkish translations:
- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?
Seni terk etmek zorundayım.
- Seni terk etmiyorum.
- Seni terk etmeyeceğim.
- Ben seni terk etmeyeceğim.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Bizi burada bırakamazsın.
- En iyisi onu bırak.
- Onu bıraksan iyi olur.
Tom'un denemesine izin vereceğiz.
Okuldan ayrılacağım.
Ben o yalana izin vermeyeceğim.
Onu size bırakacağım.
Bizi terk edecek misin?
- Konuyu burada kapatacağım.
- O şekilde bırakacağım.
- Artık bir şey söylemeyeceğim.
Onu yarına bırakmalısın.
Bunun olmasına izin veremem.
Bu kutuyu buraya bırakmak istiyorum.
Onun olmasına izin veremeyiz.
Bunu buraya bırakamayız.
Siz arkadaşların bunu yapmasına izin vereceğim.
Kararı Tom'a bırakalım.
- Beni terk etmeyeceksin, değil mi?
- Beni terk etmeyeceksiniz, değil mi?
Seni burada yalnız bırakamam.
Tom'un gitmesine izin vermek zorunda kaldık.
Çantanı buraya bırakabilirsin.
O bizi yalnız bırakmayacak.
Çantamı buraya bırakabilir miyim?
Tom gitmene izin vermeyecek.
Seni kim sevmez ki?
Sana bir not bırakacaktım.
Seni yalnız bırakmıyorum.
Atlamana izin vermeyeceğim.
Tamam, bırakalım da doğa işini yapsın.
Sigarayı bırakmak zordur.
O, işinden istifa etmeye karar verdi.
Tom'un onu yapmasına izin verelim.
Bir mesaj bırakmak istemiyorum.
Tom'u bekletmek istemiyorum.
Tom'u bekletmek istemiyoruz.
Gitmemize izin verebilirdin.
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.
- Tom'u kazandırmak zorunda kaldım.
- Tom'un kazanmasına izin vermek zorunda kaldım.
Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Karım beni terk etmeye karar verdi.
Sigarayı bırakıyorum.
Tom'u böyle bırakamayız.
Biz seni yalnız bırakacağız.
Seni yalnız bırakacağım.
Tom'un açıklamasına izin vereceğim.
Beni sinirlendirmeye çalışma.
Kendimi esnemekten alamadım.
- Ağlamama engel olamadım.
- Gözyaşlarımı tutamadım.
- Kitapları burada bırakıyorum.
- Kitapları buraya bırakıyorum.
Innsbruck, seni terk etmeliyim.
Tom sizi terk etmeyecek.
Bu konuda düşünmene izin vereceğim.
Tom'u burada bırakamam.
Tom'un gitmesine izin vermek istemiyorum.
- Tom'u kızdırmak istemiyorum.
- Tom'u sinirlendirmek istemem.
Tom'un kazanmasına izin vermeyeceğiz.
"Bir notunuz var mıydı?" "Yok, teşekkürler."
Beni yalnız bırakmanı söylemiştim.
"Bir mesaj bırakmak ister misiniz?" "Hayır, teşekkürler."
Sana yardım etmeme izin vermelisin.
- Onlar Tomû kaçırmayacaklar.
- Onlar Tom'un kaçmasına izin vermeyecekler.
Onlar Tom'u bırakmayacak.
Sen bugün ülkeyi terk etmek zorundasın.
Kapıyı açık bırakır mısın?
Paramı burada bırakamam.
Şimdi beni terk edemezsin.
Tom'un içeri girmesine izin veremeyiz.
Tom'la gitmek ister misin?
Beni istasyona bırakabilir misin?
Tom'un gitmesine izin verebilirsin.
Tom'u arkada bırakamazsın.
Beni kızdırmaya mı çalışıyorsun?
Tom'u yalnız bırakmak istemiyorum.
Telefon numaramı bırakabilir miyim?
Tom'un gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
Tom'u geride bırakmıyorum.
Burada çalışmayı bırakmaya karar verdim.
Yalnız gitmene izin vermiyorum.
Beni yalnız bırakamaz mısın?
İkinizi yalnız bırakacağım.
Bunun olmasına izin veremezdim.
Tom'u yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Seni arabayla okula götüreceğim.
Gitmene izin vermeyeceğim.
Gülümsemekten başka çarem yoktu.
Bunun olmasına izin vermeyelim.
Ona bir mesaj bırakabilir miyim?
Beni burada bırakamazsın.
- Tom evden ayrılmak istemedi.
- Tom evi terk etmek istemiyordu.
Tom, Mary'nin gitmesine izin vermeyecektir.
Çocuklarımız için bir şeyler bırakmalıyız.
O sadece seni kıskandırmaya çalışıyor.
Onu başka zaman yapalım.
Tom köpeğini benimle bırakmak istemedi.
İçeri girmeme izin vermelisin.