Examples of using "Carregava" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir kova su taşıyordu.
O bir bıçak ya da benzer bir şey taşıdı.
Omuzunda bir tüfek taşıyordu.
O, elma dolu bir çanta taşıdı.
O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.
O, yanında taşıdığı bütün parayı bana verdi.
Tom sahip olduğu her şeyi küçük bir valiz içerisinde taşıdı.
Seyyar satıcı sırtında büyük bir paket taşıyordu.