Examples of using "Braço" in a sentence and their turkish translations:
Ben kolumu kırdım.
Kolun acıyor mu?
Kolumu bırak.
Ben kolumu kırdım.
Onun kolunu tuttum.
Sol kolumu incittim.
Bana kolunu ver.
Mary'nin protez bir kolu var.
O kolunu kaldırdı.
- Benim sağ kolum ol.
- En güvenilir adamım ol.
Kolunu kırdın.
Kolun acıyor mu?
Sağ kolunuzu kaldırın.
Sol kolunu kaldır.
Kolum hâlâ acıyor.
Kolun kırık.
Tom kolumu çimdikledi.
Tom kolunu kırdı.
Babam beni kolumdan tuttu.
Biri beni kolumdan yakaladı.
Kolun nasıl?
Kolum beni öldürüyor.
Kolum ağrıyor.
O, sol kolunu kırdı.
Tom kolunu kırdı.
O, kolumu tuttu.
Tom sağ kolunu kırdı.
Sen kolumu acıtıyorsun.
O beni kolumdan yakaladı.
Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.
Sanırım kolumu kırdım.
Tom'un kolunda bir kalp dövmesi vardı.
Bu sanki... Bir insan iskeletinin kolu!
Diğeri onun kolunu kavradı.
Adam kolumu tuttu.
O, çocuğu kolundan yakaladı.
O tırnağı ile kolunu tırmaladı.
Kolunu nasıl kaybettin?
Sanırım kolumu kırdım.
Düştüm ve kolumu kırdım.
Tom kanepenin koluna oturdu.
O, kolunu onunkine geçirdi.
Tom futbol oynarken kolunu kırdı.
Kolunu nasıl kestin?
Sol kolum uyuşmuş.
Tom düştü ve kolunu kırdı.
Tom'un kolunda bir yara izi var.
O, futbol oynarken kolunu kırdı.
Tom'un sol kolunda bir döğmesi var.
Onun kolunun altında bir çanta vardır.
Onun kolunun altında bir kitabı var.
Kutuyu kolunun altında taşıdı.
Yom üç hafta önce kolunu kırdı.
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
Koluna ne oldu?
Polis, hırsızı kolundan yakaladı.
Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
Onun kolu benimkine hafifçe çarptı.
Tom sağ kolunda morlukları var.
Onun sağ kolunda iki bileziği var.
Kolumu bırak! İnsanların bana dokunmasına katlanamıyorum.
Alt kısma ulaşabilirsem... Oradan yakacağım!
Boynumu korumak istiyordum. Bu yüzden kolumu uzattım,
Kolumda sürünen bir şey hissettim.
Tom Mary'nin koluna bandaj yapıştırdı.
O, kitabı almak için kolunu uzattı.
O kolunu kaldırdı.
Buzda düştü ve kolunu kırdı.
- Lütfen yaralı kolunu bana göster.
- Lütfen bana yaralı kolunu göster.
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
Sol kolumu zar zor bükebiliyorum.
Tom kolunda sürünen bir şey hissetti.
O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.
«Kolun ağrıyor mu?» «Biraz ağrıyor.»
Düşmeden önce onu kolundan yakaladım
O, kolunu onun beline koydu.
Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var.
Polis, kaçan hırsızı kolundan yakaladı.
Tom'un sağ kolunda bir kartal dövmesi vardı.
Tom kolunu benim omzuma koydu.
O, kolunu onun omzuna koydu.
Tom elini Mary'nin koluna koydu.
Lütfen kolumu bırak. Beni incitiyorsun.
- Dirsek kol ve önkol arasında eklemdir.
- Dirsek ön kol ile üst kol arasındaki eklemdir.
Sami'nin sağ kolu altı yerden kırıldı.
Çocuk bir parça daha kek için uzandı.
Dirsek; üst kol ve alt kol arasındaki eklemdir.
Tom Mary'nin sağ kolunda bir kurşun yarası fark etti.
Bu çok pahalıya mal oluyor.
Tom Mary'nin kolundaki bandajı çıkaran kişi.
Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.
Bir süre sonra kolunun altında bir sözlükle geri döndü.
Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.
Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
Tom kolunu Mary'ye koydu ve onu yanağından öptü.
Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.