Examples of using "Cheia" in a sentence and their turkish translations:
Dolunay.
Bu bir dolunay.
Ağzın doluyken konuşma.
- Tokum.
- Ben tokum!
Fincan doludur.
Yarın dolunayı izleyeceğiz.
- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.
Çanta dolu.
Yine dolunay çıktı.
Bu gece dolunay var.
Yoğun bir sabah geçirdim.
Ağzın doluyken konuşma.
- Ağzın dolu konuşma!
- Ağzın doluyken konuşma!
Dolunay güzel.
O gece dolunay vardı.
İçinde bir sürü reçine yağı var.
Dolunayın dönmesiyle...
Dolunay en parlak hâlinde.
Daha fazla istemiyorum, teşekkür ederim. Ben tokum.
Oda insanlarla dolu.
Cadde arabalarla dolu.
Şişe su ile doludur.
Oda çiçeklerle dolu.
O iyi niyetlerle dolu.
Doğa gizemle doludur.
Yaşam sürprizlerle doludur.
Çocuk toktu.
Bir karpuz suyla doludur.
Cadde reklamlarla doluydu.
Hayat esrarengizliklerle doludur.
Oda bilgisayarlarla doluydu.
Orman ağaçlarla dolu.
Evrak çantam kağıtlarla doludur.
Hayatı acıyla doludur.
Oda insanlarla doluydu.
Bu kutu elma dolu.
Çocuklar odayı doldurdu.
Kutu kitaplarla doluydu.
Şehir turistlerle dolu.
Hayat hayal kırıklıkları ile dolu.
Hayat sorunlarla doludur.
Bu kutu kitaplarla dolu.
Bu kutu elmalarla doludur.
Bu mağara yarasalarla dolu.
Hayat hatıralarla dolu.
Hayat tehlikelerle doludur.
Mary duygu yüklü bir kız.
Onun elma dolu bir sepeti vardı.
Dün gece dolunay vardı.
O, elma dolu bir çanta taşıdı.
Bavulu suyla doluydu.
İşte meyve dolu bir sepet.
Mahalle genç çiftlerle doluydu.
Şehir açlıktan ölen askerlerle doluydu.
Havuz temiz su dolu.
Dolu ağzınla konuşmamalısın.
Hayat niçin o kadar acı dolu?
Ağzın doluyken konuşmak kabalıktır.
Bana sevgi dolu bir mektup gönderdi.
O dolunay mı yoksa yeni bir ay mıydı?
Bu gece bir dolunay görülebilir.
Ben tokum.
Şüphe doluyum.
Ağzın dolu olduğunda konuşmaman gerekir.
- Hayat iniş ve çıkışlarla doludur.
- Hayat çıkışlarla ve inişlerle doludur.
Bulduğum cüzdan para doluydu.
- Midem dolu.
- Karnım tok.
Çiçeklerle dolu bir sepet taşıyordu.
Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var.
Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.
Çoğu zaman dolunaya denk gelecek şekilde ürerler.
Sizi hasta edebilecek bir sürü şeyle dolu olacaktır.
Paris ihanet söylentileriyle çalkalandı ve yenilgi.
Kız şeylerle tam doldurulmuş bir plastik çanta taşıyordu.
Ana cadde kimonolu kızlarla dolu.
Depo doludur.
Kahve fincanı ağzına kadar dolu.
Korktuğumuzda sert görümek zorundaydık,
Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.
çok iyi olan bir insan herkese karşı iyilik dolu
Şişe kuma benzer bir şeyle doluydu.
Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.
Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.
Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.
- Midesi dolu olan bir insan kimsenin aç olduğunu düşünmez.
- Tok, açın halinden anlamaz.
Küvet sıcak su ve çiçek yaprakları ile doluydu.
O onunkinden daha dolgun bir sakal hiç görmedi.
Ne diyorsunuz? Halatla mı inelim, karlı taraftan aşağı mı kayalım?
Sepet çileklerle doluydu.
içinde bir sürü reçine yağı var. Ve bir süre daha yanmaya devam edecektir.
Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.
Ama Maduro'nun yandaşlarıyla dolu meclisi buna rağmen toplandı
Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.