Examples of using "Rozmawiać" in a sentence and their turkish translations:
Onlar konuşmaya başladılar.
Konuşabilir miyiz?
Konuşmayı keser misin?
Burada konuşabilirsin.
Konuşamam.
Lütfen konuşmayı keser misin?
Neden Tom'la konuşmak istiyorsun?
Seninle konuşmaya çalışıyorum.
Tom'la konuşabilirim.
Tom konuşamadı.
Burada konuşmamalısın.
Ne hakkında konuşmalıyız?
Müdürle konuşabilir miyim?
Bill ile konuşabilir miyim?
Onun hakkında konuşmamız gerekiyor.
Neden Tom'la konuşmak istiyorsunuz?
Onunla konuşmak zor.
- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.
Bunu tartışmak istemiyorum.
Tom'la konuşmak istemiyorum.
Avukatımla konuşmak istiyorum.
Polis benimle konuşmak istiyor.
Onlar benimle konuşmak istemiyor.
Müzik hakkında konuşmak istemiyorum.
Tom hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.
Onun hakkında konuşmama gerek yok.
Tom'la konuşmam gerekmiyor.
Seninle sohbet etmeme gerek yok.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Tom sanat hakkında konuşmayı seviyor.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Onlarla konuşmamıza gerek yok.
Hakkında konuşacak bir şeyimiz yok.
Gerçekten Tom hakkında konuşmak istiyor musun?
Diğer odada konuşabilir miyiz?
Bill ile konuşabilir miyim?
Tom'la konuşamadım.
Mesele yok!
İki öğrenci birbirleriyle konuşuyor olacak.
Bizimle Fransızca konuşmayı denedi.
Merhaba. Bay Johnson'la konuşabilir miyim, lütfen?
Gerçekten bu konuda konuşamam.
Şu anda Tom'la konuşamam.
Tom benimle konuşmak istemedi.
Tom seninle konuşmak istemiyor.
Tom kimseyle konuşmak istemiyor.
- Neden onlar benimle konuşmak istiyor?
- Benimle neden konuşmak istiyorlar?
Gerçekten şimdi bu konuda konuşmak ister misin?
Muhtemelen benimle konuşmak istemiyorsun.
Burada o konuyu konuşmak istemiyorum.
Kütüphanede konuşmamalıyız.
Bu konuda konuşmak istemiyorum artık.
Tercih edersen, Fransızca konuşabiliriz.
Tom'la Fransızca konuşmak istedim.
- Bunun hakkında konuşamam.
- Bunun hakkında konuşmam yasak.
- Bunun hakkında konuşmama izin yok.
Tom'la konuşmam gerekmiyor.
Ben Tom. Ann'le konuşmak istiyorum.
Onunla konuşmanın faydası yok.
Tom Meryem'le konuşmaktan korkuyor.
Tom, Mary ile konuşmayacak.
Tom karısıyla konuşmak istemedi.
Bu konuyu başka bir zaman konuşabiliriz.
Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.
- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
Canım kimseyle konuşmak istemiyor.
Tom şu anda konuşmak istemez.
Sizinle konuşmak benim için bir zevkti.
Asla onun hakkında konuşmayacak.
Artık seninle konuşmak için zamanım yok.
Bunu daha da fazla konuşmuyoruz.
Üzgünüm ama şimdi seninle konuşamam.
Şimdi bunun hakkında konuşmayı gerçekten tercih etmiyorum.
Kendisi onunla konuşmayı reddetti.
Kimse olay hakkında konuşmak istemedi.
Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.
Ne cüretle benimle öyle konuşursun!
Benimle konuşmak istiyorsan, lütfen beni ara.
Hiç bu konuda konuşmak ister misin?
Şu anda o konuda konuşmak istemiyorum.
O, onunla tekrar asla konuşmamaya kararlıydı.
Tom telefonda ondan bahsetmek istemedi.
Japonca konuşan biriyle konuşabilir miyim?
Korkarım ki Tom seninle konuşmak istemiyor.
Kaza hakkında konuşmanın hoş olmayacağını biliyorum.
Konuşman gereken kişinin Tom olduğunu sanmıyorum.
Tom'un seninle konuşmak istemediğinden oldukça eminim.
Sadece burada oturmak ve seninle konuşmak güzel.
Tom Mary ile konuşmak istemiyordu ama başka seçeneği yoktu.
Bugün bu konu hakkında konuşacağımızı asla düşünmedim.
Aynı anda telefonda konuşmak ve araç kullanmak tehlikelidir.
Tom, Mary kendisinden özür diledikten sonra bile onunla konuşmadı.
Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
Tom yaptıkları hakkında konuşacak kadar aptal değildi.
Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.