Examples of using "Przestać" in a sentence and their turkish translations:
- Okumaktan vazgeç.
- Okumayı bırakın.
Lütfen dur.
Durdurabilirsin.
İçmeye son vermek zorundasın.
Belki durmalısın.
Gevezelik yapmayı keser misin?
Lütfen konuşmayı keser misin?
O, ağlamayı engelleyemedi.
Kıkır kıkır gülmeyi durduramadık.
İnsanlar nefret etmeyi durdurmalı.
Tom duramadı.
- Sigarayı bırakmalısın.
- Sigara içmeyi bırakmalısın.
- Sigara içmekten vazgeçmeliisin.
Sigarayı bırakması için ona onun tarafından nasihat edildi.
ama bu kutunun dışında düşünebiliriz.
ve gözleri doldu.
eskiden kullandıkları bir yöntem.
Gülmeyi durduramadık.
Lütfen Tom'u üzmeyi keser misin?
Neden bunu yapmaktan vazgeçmeliyim?
Gülmeyi durduramadı.
Onun hakkında düşünmeden edemiyorum.
Doktorum bana aspirin almayı bırakmamı söyledi.
Durduramazsın.
Tom Mary hakkında düşünmekten kendini alamadı.
Sanırım insanlar tek kullanımlık poşetleri kullanmayı durdurmalı.
ilgilerimize bu kadar çok odaklanmayı bırakmalıyız.
Tom Mary hakkında endişelenmekten kendini alamadı.
Mary'ye kızmamak Tom'un elinde değildi.
O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.