Examples of using "Przeczytać" in a sentence and their turkish translations:
Bunu okumalısın.
Ders kitabını dikkatle okumalısın.
Bu kitabı okumalısın.
O kitabı okumak istiyorum.
Onu okuyabilir misin?
Bunu okuyamam.
Lütfen sorumluluk reddi beyanımızı okuyun.
Lütfen sayfa doksan dördü oku.
Bunu benim için okur musun?
Bu kanjiyi okuyabilir misin?
O bu kitabı okumak istiyor.
Bu hikaye tekrar okumaya değer.
Ona onları okuyabilip okuyamayacağımı sordum.
Onun el yazısını okumak imkansızdır.
Tom'da Mary'nin okumak istediği kitap var.
Bu kitabı okurdum ama zamanım yok.
Gelecek yıl bu kitabı okuyabileceksin.
Tom Mary'ye annesinin mektubunu okuyabilip okuyamayacağını sordu.
Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur.
Eve dönüp olabildiğince çok bilimsel makale okumak çok faydalı.
Kimsenin bu kitabı bir kereden fazla okumak isteyeceğini sanmıyorum.
Birçok insanın bu kitabı birden çok kez okumak isteyeceğini düşünemiyorum.
Bu İngilizce roman, bir haftada okunacak kadar basit değil.