Examples of using "Próżno" in a sentence and their turkish translations:
Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
- O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.
- Karısını mutlu etmeye çalıştı ama nafile.
Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.
Oğlunuz boşuna ölmedi. O bir kahraman olarak öldü.
Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.