Examples of using "Umarł" in a sentence and their turkish translations:
Tom öldü.
Birisi öldü.
Birinin öldüğünü düşündüm.
Ressam genç yaşta öldü.
O kanserden öldü.
- Kimse ölmedi.
- Hiç kimse ölmedi.
- Birisi öldü mü?
- Birisi mi öldü?
O, hüzünlü bir ölümle öldü.
Tom az önce öldü.
Onun öldüğünü duydum.
Tom öldü mü?
Tom'un ölme nedeni bu.
Tom gerçekten öldü.
Adam kanserden öldü.
Lincoln 1865 yılında öldü.
Kim öldü?
O vefat etti.
O kanserden ölmedi.
Birisi öldü.
Tom Roma'da öldü.
Tom vefat etti.
Tom benim yüzümden öldü.
Tom yaşlılıktan öldü.
Tom hastalandı ve öldü.
- Tom, kimin öldüğünü biliyor.
- Tom kimin öldüğünü biliyor.
Tom'un ölmesini istemiyorum.
Onun babasının nasıl öldüğünü biliyor musun?
Ölsem ne yaparsınız?!
Sen ölürsen ben ne yaparım?!
Tom'un ölmediğini biliyordum.
Tom ameliyat masasında öldü.
- Çok şükür, işkolik ölmedi.
- Bereket versin ki, işkolik ölmedi.
O, 54 yaşında öldü.
O doğal nedenlerden ölmüştü.
Tom bana kimin öldüğünü sordu.
Neredeyse otuz yaşındayken öldü.
O öldüğünden beri on yıl oldu.
Tom'un köpeği öldü.
Şair genç öldü ama onun eserleri yüzyıllar boyunca hayatta kaldı.
Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
Ne yazık ki şair genç yaşında öldü.
O üç yaşındayken babası öldü
O, her sabah erken kalkmaktansa ölmeyi tercih ediyor.
- O, üç yıl önce öldü.
- Üç yıl önce öldü.
Oğlunuz boşuna ölmedi. O bir kahraman olarak öldü.
Tanrı öldü ve ben de çok iyi hissetmiyorum.
Babası geçen hafta öldü.
Tom öldüğünde on üç yaşındaydı.
Köpeğinin öldüğünü söylediğimde Tom ağlamaya başladı.