Examples of using "żonę" in a sentence and their turkish translations:
Bir karım var.
Karımı seviyorum.
- Karına hâlâ âşık mısın?
- Karınıza hâlâ aşık mısınız?
Karını seviyorsun, değil mi?
O benim karımı bilir.
Tom karısını aldatıyordu.
Karını getir.
- Tom eşini terk etti.
- Tom hanımını terk etti.
Tom'un güzel bir karısı var.
O, karısına kızgındı.
Bir karım ve üç çocuğum var.
- Karımı tanıtmama izin ver.
- Karımı tanıtayım.
- Size eşimi takdim edeyim.
Onun evli olduğunu nasıl öğrendin?
O bir bıçakla karısını yaraladı.
Karımı görmek için hastaneye gittim.
Ted, karısı Elizabeth'i seviyor.
Başka birinin karısına içten içe âşık oldum.
O çirkin adamın güzel bir karısı var.
Evliyim ve iki çocuğum var.
- O, karısını mutlu etmeye çalıştı ama boşuna.
- Karısını mutlu etmeye çalıştı ama nafile.
Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,
Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.
Tom eşini çocuklarla birlikte evde bıraktı.
Karını en son ne zaman öptün?