Examples of using "Której" in a sentence and their turkish translations:
Saat kaç?
Ne zaman kalkarsın?
- Kaçta uyanırsın?
- Kaçta uyanırsınız?
onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.
Saat kaçta yatmaya gidersin?
- Oraya saat kaçta vardınız?
- Oraya ne zaman vardın?
Hangi gezegenden geliyorsun?
Kahvaltı saat kaçtadır?
Okulda hangi yıldasın?
Aradığım kişi sensin.
- İhtiyacım olan bilgiye ulaştım.
- İhtiyaç duyduğum bilgiyi aldım.
Konser saat kaçta?
- Ara ne zaman?
- Mola ne zaman?
- Genelde hangi saatte uyanırsın?
- Genellikle ne zaman uyanırsın?
şöyle tarif ediliyordu;
Kanada'nın neresindensin?
Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Güvenebileceğim tek kişisin.
Dükkan ne zaman kapanır?
Saat kaçta gelebilirsin?
Kanada'nın hangi bölgesinden geliyorsun?
Trenin saat kaçta geleceğini kontrol edeceğim.
Bu gece ne zaman uğrayacaksın?
Bu onun kaldığı tapınaktır.
Ofisten saat kaçta çıkıyorsun?
Ne zaman çalışmaya başlıyoruz?
İşi ne zaman bitiriyoruz?
fosil kayıtlarıyla karşılaştırdığımız
O restoran saat kaçta kapanır?
Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?
Dünya ne zaman sona erecek?
Sabır benim sahip olmadığım bir erdemdir.
Film ne zaman başlar?
Para onun istediği en son şeydir.
Aradığım sayfayı bulamadım.
- Tom ne zaman Boston'a varacak?
- Tom Boston'a ne zaman varacak?
Dün gece ne zaman yattın?
Bahsettiğimiz hastalık kalıtsal.
Ne zaman çalışacaksın?
Tom bahsettiğim kişidir.
Aradığım kitap budur.
Genellikle saat kaçta kahvaltı yersin?
bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz.
yapabileceğim her şeyi yaptım.
O saat kaçta başlar?
Emin olabileceğimiz tek şey bu.
Aradığım kitabı bulabildim.
Dün gece ne zaman yatmaya gittin?
Bahsetmeyi unuttuğum bir şey var.
Bana bahsettiğin kızla konuştum.
Bu çocukluğumu geçirdiğim köydür.
Bu sık sık yemek yediğim restorandır.
Tom çevrim içi aradığı bilgiyi buldu.
Tom'a yarın ne zaman burada olacağını sorun.
Boston'a bir sonraki tren kaçta kalkıyor?
bu sırada izleyicinin hangi tarafta olduğumuzu bilmesine yarıyor.
Tom'un apartmanının önündeki cadde sakindi.
Gitarlarından en çok hangisini çalmaktan hoşlanıyorsun?
Sadece Tom'u ne zaman almam gerektiğini bilmek istiyorum.
Tom bana reddemiyeceğim bir öneride bulundu.
Toplantının kaçta başladığını sana söylemeyi unuttum.
Onun güvenebileceği tek insan o.
Kocası ölmüş bir kadına dul denir.
Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.
İşte sana bahsettiğim gazeteciler grubu.
Tom Mary'nin gittiği okulda Fransızca öğretir.
Yarın ne zaman burada olman gerektiğini sana söylemek için arıyorum.
Ne zaman varacağımız senin için önemli mi?
Buradaki herhangi biri toplantının ne zaman başladığını biliyor mu?
İki haberimiz var. Biri iyi biri kötü. Hangisinden başlayalım?
Dün geceden bahsederken, ne zaman eve geldin
Bu, babamın doğduğu köydür.
Bu, amcamın bir spiker olarak çalıştığı TV istasyonu.
Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.
"Çimlere basmayın" diyen bir tabela vardı.
Tom muhtemelen sadece ne zaman burada olması gerektiğini öğrenmek istiyor.
O, hiçbir ulusun gerçekten istemediği bir savaştı.
Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.
Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
Mısır piramitlerinin yapımında kullanılan teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim.
Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.
O onun güvenebileceği tek kişi.
Onun ve Mary'nin Fuji dağına tırmandıkları zamanı Tom'un bana anlattığını hatırlıyorum.
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.