Examples of using "Niente" in a sentence and their turkish translations:
Zippo.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.
Su yoksa, hayat da yoktur.
Zilch.
Zeki değil. İlham verici değil.
Sen yoktan bir şey yapamazsın.
Denedim, bu kadar, caz yok.
Sen hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?
Ücretsiz bir şey alamazsın.
Hep ya da hiç.
Bu kadardı.
Oldukça iyi.
Hayır, hiçbir şey yok.
hiçbir şey değişmeyecek.
Bir şey yok!
Ben bir şey yapamam.
Sizi hiç anlamıyorum.
Bir şeye dokunmadın, değil mi?
Hiç eğlenceli değilsin.
Hiçbir şeye dokunma.
Hiçbir şeyi yarım yamalak yapma.
Henüz hiçbir şeyi iptal etmeyin.
Hiçbir şeyden korkma.
Çünkü o hiçbir şeydi
Bu gerçekten çok iyi.
- Aldırma.
- Takma kafana.
- Salla gitsin.
- Daha fazla parti yok.
- Bundan sonra parti yok.
Hiçbir şey onu durduramaz.
Hiçbir şey bizi durduramaz.
- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.
Kimse bir şey bilmiyor.
Bir şey kırma.
Hiçbir şey yemiyorlar.
Ben bir şey görmüyorum.
Onları durdurmak için bir şey yapamaz mısın?
Onunla ilgili yapılacak bir şey yok.
Yiyecek bir şey kalmadı.
Bu hâlâ hiç yoktan iyidir.
Domuz eti veya hiçbir şey.
Hiçbir şey değişmez.
Bu hiç mantıklı değil.
Hiçbir şey onları rahatsız etmez.
Sen herhangi bir şey yemiyorsun.
Senin işin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.
- Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Sen hiçbir zaman kimseye bir şey bağışlamazsın.
Bana bir şey alma.
Herhangi bir şeyi kabul etmeyin.
- Hiçbir şey hatırlamıyor musun?
- Bir şey hatırlamıyor musun?
Hiçbir şey söyleme.
Hiçbir şeyin yok.
Hiçbir şey hissetmeyeceksin.
Herhangi bir şey vadetme.
Bir şey fark etmiyor musun?
Hiçbir şey anlamıyorsun.
Ben hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilim.
Bir şey göremiyoruz.
Hiçbir şeyim yok.
Bir şey kaçırmadım, değil mi?
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Yapacak bir şeyim yok.
- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!
- Emek olmadan yemek olmaz.
Tom hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
ve hiç bir şey hissetmiyordum.
ve hâlâ vahadan bir iz yok.
size bir şey kanıtlamaz.
- Bir şey görmedik.
- Hiçbir şey görmedik.
O hiç yoktan iyidir.
Ben bir şey yapamam.
- O, hiç konuşmadı.
- Bir şey söylemedi.
Ben hiç kötü değilim!
Henüz hiçbir şeye karar verilmedi.
Buradaki hiçbir şey benim değil.
Neden bir şey yemiyorsun?
- O hiçbir şey demek değildir!
- Hiçbir anlamı yok!
Ben hiçbir şeyi unutmam.
- Onu hiç sevmiyorum.
- Ben bir şey beğenmiyorum.
Hiçbir şey anlamadı.
Hiçbir şey fayda etmeyecek.
Size hiçbir şey borçlu değiliz.
Hiçbir şey yazmadın.
Tesadüfi bir şey yok.
Ben de bir şey görmüyorum.
Bir şey satın almadım.
Kaza hakkında bir şey hatırlamıyorum.