Examples of using "Sapete" in a sentence and their turkish translations:
Anlarsınız ya,
soru ne olursa olsun, sabit fikirli,
Ne cevap verdi biliyor musunuz?
Sen iyi bir yalancısın.
Dans edebilirsin, öyle değil mi?
Onların ne öğrendiğini biliyor musun?
Fakat biliyor musunuz?
Ne öğrendim biliyor musunuz?
Biliyorsunuz, haber ve siyasetçiler de
Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.
Nasıl yüzeceğini biliyor musun?
Hatta biliyor musunuz?
Sen ne yaptığını biliyorsun.
- Nasıl dans edileceğini biliyor musun?
- Dans etmeyi biliyor musunuz?
Bunu biliyorsun.
ama gerçekliği biliyorsunuz...
Portekizce de konuşabiliyor musun?
Kim olduğumu bilmiyorsun.
Bunun kimin olduğunu biliyor musunuz?
İlk yardım hakkında ne bilirsiniz?
Biliyorsunuz bu kişisel.
Onun ne olduğunu biliyor musunuz?
Bir şey biliyor musun?
Bir şey biliyorsun.
Programlama yapmayı biliyor musun?
Onun nasıl olduğunu biliyorsun.
Ne biliyorsun?
Islık çalmayı biliyor musun?
Biliyor musun?
Onu bilirsin.
Nasıl olduğunu biliyor musun?
- Sen yüzebiliyor musun?
- Yüzebilir misin?
- Yüzme biliyor musun?
- Yüzme biliyor musunuz?
- Kayak yapabilir misin?
- Kayabilir misin?
Nasıl konuşacağını biliyor musun?
Niye işinize yatırım yapmalılar biliyor musunuz?
Zaten bildiğiniz gibi.
Onun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Onun neye benzediğini biliyorsun.
Onun buna değdiğini biliyorsun.
Siz arkadaşlar Tom'un kim olduğunu biliyor musunuz?
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
Bunu biliyorsun.
Onun nasıl olduğunu biliyor musun?
Bu zor, biliyorsun.
Uzaktan ne hacklenemez biliyor musunuz?
En iyi teşvik nedir biliyor musunuz?
En köstekleyici şey ise
Tom'un ne yaptığını bilmiyorsun.
Tom'un Boston'da ne yaptığını biliyor musun?
Hepiniz bir suçlu olmadığımı biliyorsunuz.
Nerede yaşadığımı biliyor musun?
Bu karışık, biliyorsun.
Onlara nasıl ulaşacağını biliyor musun?
Onları nerede bulacağını biliyor musun?
Onların ne zaman geri döneceklerini biliyor musun?
Onun kim olduğunu biliyorsun.
Harry Potter'ı kaç yayın evine götürdüğünü biliyor musunuz?
Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.
- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?
Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
- Satranç oynamayı biliyor musun?
- Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?
- Satrancın nasıl oynandığını biliyor musun?
Hayvanat bahçesinin nerede olduğunu biliyor musun?
Polis karakolunun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Bir sözlüğü nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?
- Ne söyleyeceğini biliyor musun?
- Ne söyleyeceğinizi biliyor musunuz?
Sebebi biliyor musunuz?
Ne olduğunu biliyor musun?
Nereden biliyorsun?
Onun nereye gittiğini biliyor musun?
Onu bilmiyorsunuz.
- Kim olduğumu biliyorsun.
- Kim olduğumu biliyorsunuz.
Kim olduğumuzu biliyorsun.
Onun kim olduğunu biliyor musun?
Onların ne istediğini biliyor musun?
Başka ne yapabilirsin?
Onun nereye gittiğini biliyor musun?
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
Okuyabilirsin, değil mi?
Nedenini biliyor musun?
Bunun ne olduğunu bilmiyor musun?
Zaten çok fazla biliyorsun.
Onun ne zaman geleceğini biliyor musun?
- Japonca konuşabiliyor musun?
- Japonca biliyor musun?
- Japonca biliyor musunuz?
Fransızca biliyor musun?
Yolu biliyorsun.
Benimle konuşabilirsin, biliyor musun?
Nasıl İngilizce konuşacağını biliyor musun?
Bir şey biliyorsun, değil mi?
- Arapça okuyabilir misin?
- Arapça okuyabilir misiniz?
Haklıydın, biliyorsun.
Ne olacağını biliyor musun?