Translation of "Badare" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Badare" in a sentence and their turkish translations:

Chi dovrebbe badare agli anziani?

Oldukça yaşlılara kim bakmalı?

Grazie per badare a mia sorella.

Kız kardeşime baktığınız için teşekkür ederim.

- Ho dovuto controllare i bambini.
- Ho dovuto badare ai bambini.

Çocuklara bakmak zorunda kaldım.

Tom è pienamente in grado di badare a se stesso.

Tom kendine bakmada oldukça yeteneklidir.

- Abbiamo altre cose di cui occuparci.
- Noi abbiamo altre cose di cui occuparci.
- Abbiamo altre cose a cui badare.
- Noi abbiamo altre cose a cui badare.

İlgilenecek başka işlerimiz var.

- Non badare a Tom.
- Non badate a Tom.
- Non badi a Tom.

Tom'a aldırma.

Jane si è offerta di badare ai nostri bambini mentre siamo fuori.

Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.

Non si limita a badare alla casa, oltretutto lavora a scuola come insegnante.

O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor.

Il mio desiderio di diventare un medico è nato dall'esigenza di badare al mio fratello malato.

Hastalıklı erkek kardeşime bakmaktan dolayı bir doktor olma arzum arttı.