Translation of "Agli" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Agli" in a sentence and their turkish translations:

- Credi agli UFO?
- Tu credi agli UFO?
- Crede agli UFO?
- Lei crede agli UFO?
- Credete agli UFO?
- Voi credete agli UFO?

UFO'lara inanır mısın?

- Credi agli angeli?
- Tu credi agli angeli?
- Crede agli angeli?
- Lei crede agli angeli?
- Credete agli angeli?
- Voi credete agli angeli?

Meleklere inanır mısın?

Agli uccelli e agli insetti

Kuşlar, böcekler

- Obbedisco agli ordini.
- Io obbedisco agli ordini.
- Ubbidisco agli ordini.
- Io ubbidisco agli ordini.

Emirleri izlerim.

- Lascialo agli esperti.
- Lo lasci agli esperti.
- Lasciatelo agli esperti.

Bunu uzmanlara bırak.

- Sono allergico agli antibiotici.
- Io sono allergico agli antibiotici.
- Sono allergica agli antibiotici.
- Io sono allergica agli antibiotici.

Benim antibiyotiklere alerjim var.

agli iPod

iPod'lara,

- Tom ha mentito agli altri.
- Tom mentì agli altri.

Tom diğerlerine yalan söyledi.

- Stavo pensando agli aerei.
- Io stavo pensando agli aerei.

Uçaklar hakkında düşünüyordum.

Rimediamo agli errori.

Biz hataları düzeltiriz.

Attenzione agli zombie.

Zombilere dikkat et.

Sofferenza agli infedeli.

Kafirlere yazıklar olsun.

Credi agli UFO?

UFO'lara inanır mısın?

- Non dare da mangiare agli animali.
- Non date da mangiare agli animali.
- Non dia da mangiare agli animali.

Hayvanları besleme.

- Tom insegna tedesco agli immigrati.
- Tom insegna il tedesco agli immigrati.

Tom göçmenlere Almanca öğretiyor.

- Cosa possiamo offrire agli ospiti?
- Che cosa possiamo offrire agli ospiti?

Misafirlere ne sunabiliriz?

- Aveva le lacrime agli occhi.
- Lei aveva le lacrime agli occhi.

Onun gözlerinde yaşlar vardı.

- Ho un affaticamento agli occhi.
- Io ho un affaticamento agli occhi.

Gözlerim yorgun.

Credi agli angeli custodi?

Koruyucu meleklere inanıyor musun?

Pensa agli affari tuoi.

Kendi işinle ilgilen.

Dobbiamo pensare agli amici.

Biz arkadaşları düşünmeliyiz.

Agli uomini piace mangiare.

İnsanlar yemek yemekten hoşlanır.

- Agli studenti piace.
- Alle studentesse piace.
- Piace agli studenti.
- Piace alle studentesse.

Öğrenciler ondan hoşlanır.

- Tom è timido attorno agli estranei.
- Tom è timido intorno agli estranei.

Tom yabancıların etrafında utangaç.

- È entrata con le lacrime agli occhi.
- Lei è entrata con le lacrime agli occhi.
- Entrò con le lacrime agli occhi.
- Lei entrò con le lacrime agli occhi.

Gözlerinde yaşlarla içeri girdi.

- Hai mai dedicato una canzone agli orfani?
- Ha mai dedicato una canzone agli orfani?
- Avete mai dedicato una canzone agli orfani?

Sen hiç yetimlere bir şarkı ithaf ettin mi?

- Lincoln ha garantito la libertà agli schiavi.
- Lincoln garantì la libertà agli schiavi.

Lincoln kölelere özgürlük verdi.

- Sono contrari agli abusi sugli animali.
- Loro sono contrari agli abusi sugli animali.

Onlar hayvanların yanlış kullanılmasına karşılar.

- Trova sempre da ridire agli altri.
- Lei trova sempre da ridire agli altri.

O her zaman diğer insanlarla ilgili hata buluyor.

- Tom è stato messo agli arresti domiciliari.
- Tom fu messo agli arresti domiciliari.

Tom ev hapsine alındı.

- Layla è stata messa agli arresti domiciliari.
- Layla fu messa agli arresti domiciliari.

Leyla ev hapsinde tutuldu.

Bisognerebbe risalire agli antichi greci,

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

E lo facciamo agli altri.

hem de başkalarına yapıyoruz.

Agli squali non serve altro.

Büyük beyaz daha ne istesin?

Se guardiamo agli Stati Uniti,

ABD'ye baktığımızda,

Agli uomini va bene seguirmi

Erkeksi şeylerden bahsettiğimde

Chi dovrebbe badare agli anziani?

Oldukça yaşlılara kim bakmalı?

Agli scoiattoli piacciono le noci.

- Sincaplar fındıkları sever.
- Sincaplar fındıklardan hoşlanır.

Fa davvero male agli occhi.

- Bu gözlerin için zararlı gerçekten.
- Bu cidden gözlerine zararlı.

Tom non pensa agli altri.

Tom diğerleri hakkında düşünmüyor.

Tom pensa sempre agli altri.

Tom her zaman başkalarını düşünür.

Tom è interessato agli animali.

Tom hayvanlarla ilgileniyor.

- Hai chiesto agli altri?
- Ha chiesto agli altri?
- Avete chiesto agli altri?
- Hai chiesto alle altre?
- Ha chiesto alle altre?
- Avete chiesto alle altre?

Diğerlerine sordun mu?

- Devo dirlo a Tom e agli altri.
- Io devo dirlo a Tom e agli altri.

Tom'a ve diğerlerine söylemeliyim.

Agli occhi del resto del mondo

Dış dünyaya karşı

Le mucche sono sacre agli indù.

İnekler Hindular için kutsaldır.

Chiese agli studenti di fare silenzio.

Öğrencilere sessiz olmalarını söyledi.

Troppa luce fa male agli occhi.

Çok fazla ışık gözü incitir.

Tom aveva le lacrime agli occhi.

Tom'un gözlerinde gözyaşları vardı.

Metti questo libro sopra agli altri.

Şu kitabı diğerlerinin üstüne koy.

Tom è molto bravo agli scacchi.

Tom satrançta çok iyi.

Agli scoiattoli piace mangiare la noci.

Sincaplar fındık yemeyi sever.

Tom arriva sempre puntuale agli appuntamenti.

Tom randevulara her zaman zamanında gelir.

Tom tende ad andare agli estremi.

Tom aşırılara gitmeye eğilimlidir.

Un cane è sensibile agli odori.

Bir köpek kokuya duyarlıdır.

Lo shogi giapponese corrisponde agli scacchi.

Japon shogi satranca karşılık gelir.

- Il governo ha imposto una nuova tassa agli agricoltori.
- Il governo impose una nuova tassa agli agricoltori.

Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

NB: Già, quindi ripensiamo agli anni '30

NB: 1930'lu yılları düşünelim,

Né rischio di batteri resistenti agli antibiotici

ve sadece hastanelerde bulaşan

72 di loro sono superiori agli altri.

Diğerlerinden üstün olan 72 hayvanı bulduk.

La notte presenta agli animali straordinarie sfide...

gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

La notte presenta agli animali sfide straordinarie...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

Dobbiamo stare attenti agli errori di ortografia.

Yazım hatalarına karşı önlem almalıyız.

In generale, agli americani piace il caffè.

Genel olarak, Amerikalılar kahveyi severler.

La nostra faida risale agli anni dell'infanzia.

Kan davamız çocukluğumuza kadar uzanır.

Tom non sembra essere interessato agli sport.

Tom sporla ilgileniyor gibi görünmüyor.

Bush non ha mai mentito agli americani.

Bush, Amerikalılara hiç yalan söylemedi.

Tom è molto interessato agli sport acquatici.

Tom su sporlarıyla çok ilgileniyor.

Tom è meglio di me agli scacchi.

Tom satrançta benden daha iyidir.

- Il sig. Hirose insegna agli studenti la grammatica inglese.
- Il signor Hirose insegna agli studenti la grammatica inglese.

Bay Hirose öğrencilerine İngilizce dil bilgisi öğretiyor.

- Di' agli altri di sbrigarsi.
- Dica agli altri di sbrigarsi.
- Dite agli altri di sbrigarsi.
- Di' alle altre di sbrigarsi.
- Dica alle altre di sbrigarsi.
- Dite alle altre di sbrigarsi.

Diğerlerine acele etmelerini söyleyin.

- Tom ha addestrato il suo cane ad abbaiare agli estranei
- Tom addestrò il suo cane ad abbaiare agli estranei

Tom köpeğini yabancılara havlamaya koşullandırdı.

- Tom ha addestrato il suo cane ad abbaiare agli sconosciuti.
- Tom addestrò il suo cane ad abbaiare agli sconosciuti.

Tom yabancılara havlaması için köpeğini eğitti.

- Non presto mai agli altri la mia chiavetta USB.
- Io non presto mai agli altri la mia chiavetta USB.

USB sürücümü asla başkalarına ödünç vermem.

- Ha sempre da ridire su tutti.
- Trova sempre da ridire agli altri.
- Lui trova sempre da ridire agli altri.

- Daima başkalarında kusur buluyor.
- Daima başkalarında kusur bulur.

Ma oggi, forse come ode agli antichi filosofi,

Ancak bugün, belki de eski filozoflarımıza bir övgü olarak

E oltre agli animali, c'erano anche varie persone.

Orada, hayvanlara ek olarak insanlar da vardı.

Molti lo associano al demonio, agli spiriti maligni.

Şeytani ve kötü ruhları çağrıştırıyorlar.

Sopravvissuto agli anni di campo di concentramento nazista.

uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.

Pensate al ghiaccio dell'Artico, o agli orsi polari -

Arktik buzulları, kutup ayıları...

Insieme agli scimpanzé, ai babbuini e alle scimmie

Şempanzeler, babunlar ve maymunlar

Non mi rimane altro che obbedire agli ordini.

Benim için emre uymak dışında yapacak bir şey yok.

- Ho prurito agli occhi.
- Mi prudono gli occhi.

Gözlerim kaşınıyor.

La nebbia ha impedito agli aerei di decollare.

- Sis uçakların kalkışını engelledi.
- Sis uçakların havalanmasına mâni oldu.

Guardava la TV con le lacrime agli occhi.

Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.

Tom e Mary hanno una casa agli Hamptons.

Tom ve Mary'nin Hamptons'da bir evi var.

- In generale, gli europei conoscono più lingue straniere rispetto agli americani.
- Generalmente, gli europei conoscono più lingue straniere rispetto agli americani.

Genellikle, Avrupalılar Amerikalılardan daha fazla yabancı dil biliyor.

Dovrebbero essere soggette agli stessi diritti, le stesse protezioni

kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla

Nell'utero c'è stata un po' una corsa agli armamenti:

rahimde bir silahlanma yarışı yaşandı,

Questo legame genere-clima va oltre agli impatti negativi

Cinsiyetle iklimin bağlantısı negatif etkilerin ve güçlü çözümlerin

O agli appezzamenti condivisi per coltivare frutta e verdura

veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,

Tengo lezioni agli universitari sull'ineguaglianza e razzismo nella scuola

Üniversite'de eşitsizlik ve ırk hakkında eğitim veriyorum

È raramente, se non mai, in ritardo agli appuntamenti.

Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.

I visitatori non possono dare da mangiare agli animali.

Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.

È più facile insegnare ai bambini che agli adulti.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

Gli amici di Bush non sono interessati agli affari.

Bush'un arkadaşları işle ilgilenmiyor.

Questo cartello dice "non dare da mangiare agli animali".

- Bu işaret "Hayvanları beslemeyin." diyor.
- Bu işaret diyor ki: "Hayvanları beslemeyin!"