Examples of using "Controllare" in a sentence and their turkish translations:
Bir kontrol edeyim.
Kontrol etmeliyiz.
Programımı kontrol edeyim.
Kontrol etmeye gideceğim.
Kontrol etmeye devam edeceğim.
- Her şeyi kontrol edemezsiniz.
- Her şeyi kontrol edemezsin.
Bakmam gereken bir şey var.
Kontrol edebiliriz.
Tom'u kontrol edemiyorum.
Kontrol edilecek hiç çantanız var mı?
Gözlerini kontrol ettirmelisin.
Biri bunu kontrol edebilir mi?
- İşleri kontrol etmem gerekiyor.
- İşleri kontrol etmeliyim.
Kontrol etmeye korkuyordum.
- Gideceğim ve kontrol edeceğim.
- Gidip kontrol edeceğim.
Biletini kontrol edeyim.
- Kendini kontrol etmelisin.
- Kendini kontrol etmek zorundasın.
Kulaklarımı kontrol ettirdim.
Bütün bunları kontrol edemeyiz.
Gözlerimi kontrol ettirdim.
Sami kontrole gitmek zorunda kaldı.
Ben sadece bir şeyleri kontrol etmek için gittim.
- Postamı kontrol etmem gerekiyor.
- Postamı kontrol etmeliyim.
ve bizler insanlar ve koşulları
Sadece bir şey kontrol etmek istiyorum.
Gidip Tom'u kontrol edeceğim.
Biri bu cümleyi kontrol etmeli.
Onlara danışmak zorunda kalacağım.
Ona danışmak zorunda kalacağım.
Ona danışmak zorunda kalacağım.
Fadil herkesi kontrol etmek istedi.
Kendini bir doktora muayene ettirmelisin.
O, öfkesini kontrol edemedi.
Tom duygularını kontrol etmeye çalıştı.
Buraya bakmaya değebilir.
Tutkularımızı kontrol etmeliyiz.
Kontrol etmek istediğim bir şey var.
Her şeyi yakından kontrol etmeyi bırak!
Önce ona danışmak zorundayım.
Önce ona danışmak zorundayım.
Beni kontrol edemezsin.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
O, duygularını kontrol edemez.
Tamam, aşağı inip şu şeylere... Şu ilaçlara bir bakalım.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Öfkeni kontrol etmelisin, Tom.
Tom'u kontrol edebileceğini gerçekten düşünüyor musun?
Onları kontrol edemem.
Tom öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu.
Onu kontrol edemem.
Ben onu kontrol edemiyorum.
Tom'un raporumu düzeltmesini istedim.
Facebook hesabımı kontrol etmeyi severim.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.
Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.
Sadece e postamı kontrol etmek istedim.
Gözyaşlarıma engel olamadım.
Duygularını kontrol etmesi çok zordu.
Erkekler kontrol edemedikleri şeylerden korkarlar.
Hemşire tansiyonumu ölçmek için tansiyon aleti kullandı.
Kontrol edemeyeceğin bazı şeyler var.
Tom duygularını kontrol edemedi.
Tom duygularını kontrol edemiyor.
Mike geçen hafta dişlerini kontrol ettirdi.
Bir fotoğrafçı olarak gerçekten kendimi bu konuda kontrol etmeliyim.
O kontrolden çıkmış koşabildi ve çevreyi kontrol edebildi.
Sen devreyi kontrol etmeden önce gücü kapatman gerekir.
Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
Tom kızgınlığını daha fazla kontrol edemedi.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
Posta kutumu kontrol edemem. Burada internet yok.
ve ışık kullanarak nöronların ateşlemelerini kontrol ediyoruz.
Daha sonra yapmak istediğimiz şey yağ seviyesini kontrol etmek.
Çocuklara bakmak zorunda kaldım.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Postamı kontrol edemiyorum. Sunucu bozuk.
İnsanlar onun hikâyesini, doğruluğunu teyit etmeden paylaştılar.
Tom'un cüzdanını ben çalmadım. Ceplerimi kontrol edebilirsiniz.
iş maillerini kontrol eden o kişiydim.
Tatoeba şu anda kullanılamıyor. Bu sorundan dolayı özür dileriz. Daha fazla bilgi için blogumuza ve Twitterımıza bakabilirsiniz.