Translation of "Kamera" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Kamera" in a sentence and their turkish translations:

És a kamera...

Ve bu kamera çipi...

Fények, kamera, felvétel!

Işıklar, kamera, aksiyon!

De a fényérzékeny kamera

Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...

Kié ez a kamera?

Bu kimin kamerasıdır?

Ez egy jó kamera.

Bu iyi bir kamera.

Amikor a kamera mögött állok,

Ben kameranın arkasındayken

A kamera nem rögzített semmit.

Kamera hiçbir şey kaydetmedi.

Az éjjellátó kamera elénk tárja titokzatos világukat.

Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.

Ez a kamera kicsi, de nagyon jó.

Bu kamera küçük, ama çok iyi.

Mert ha valaki prostituált – kamera előtt vagy anélkül –,

Çünkü kamera önünde ya da değil, fahişeyseniz,

A hőérzékelő kamera a legfeketébb éjszakán is átlát

Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.

Hogy a kamera is csak infravörös fénnyel működik.

...kameralarımızın olup biteni görmesi için kızılötesi ışık gerekiyor.

A fényérzékeny kamera követi a nagy erejű ragadozókat...

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

De a fényérzékeny kamera más fajokat is felfedez.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

A fényérzékeny kamera egy nőstény jegesmedvét észlel két bocsával...

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

Holdfény híján a hőérzékeny kamera a sötétben is lát.

Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.

Késő éjszaka a fényérzékeny kamera szokatlan látványt tár elénk.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

A hőérzékeny kamera lehetővé teszi, hogy áthatoljunk az éjszakán.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

- Tom a kamera felé pillantott.
- Tomi belenézett a fényképezőbe.

Tom kameraya doğru baktı.

Úgy tűnik, az éjjellátó kamera eddig ismeretlen viselkedést leplez le.

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

Hogy az egyetlen testőr voltam, akit közelről mutatott a kamera.

O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.