Translation of "Mert" in Turkish

0.038 sec.

Examples of using "Mert" in a sentence and their turkish translations:

mert kiderült,

çünkü ortaya çıktı ki

Mert meghívott.

Çünkü o beni davet etti.

Ne sírj, mert vége. Örülj, mert megtörtént.

Ağlama çünkü bitti. Gülümse çünkü oldu.

mert ők csak:

onlar için söylenen şeyler:

Hanem mert frusztrált,

Sebebi, çekiciliğe sürekli olarak

mert jelenleg bűnbakot,

Bizler günah keçilerinin, düşmanların ve diğerlerinin yaratıldığı

Mert még találkoznak.

çünkü yeniden görüşeceksiniz.

Mert mi vezettük

Çünkü biz liderdik.

mert közvetlenül tapasztalom,

çünkü güvenli ve karşılanabilir

mert nincs ügyvédje.

Avukatınız yok.

Elbocsátották, mert lopott.

O çaldığı için kovuldu.

Bírom őt, nem azért, mert barátságos, hanem mert becsületes.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

Kedvelem őt, nem azért, mert udvarias, hanem azért, mert becsületes.

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.

Mert az agya tönkrement.

Çünkü beyni bozulmuştu.

Mert az semmi volt,

Çünkü o hiçbir şeydi

Mert mint Phil mondta,

Bence, Phil'in de söylediği gibi,

Nem azért, mert "csak",

Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak

Csupán mert helytelenül diagnosztizálták.

kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.

Mert elmondják, hogy aggódnak.

Çünkü gençler bize kaygılandıklarını söylüyorlar.

Mert ez a harc...

Çünkü bu mücadeleyi...

mert két utópiát egyesítettünk.

çünkü biz iki ütopyayı birleştiriyorduk.

Mert a legszegényebb szektorokban

Çünkü en yoksul kesimler aynı zamanda

mert ha ezt teszem,

Çünkü böyle yaparak

Azért, mert így egyszerű.

Çünkü kolay.

Mert nincs más választásuk.

Çünkü başka bir seçenekleri yok.

Azért, mert hülye vagy!

Bu sen bir aptal olduğun içindir.

Szeretem Tomot, mert becsületes.

Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.

Azért, mert lány vagy.

Sebebi senin bir kız olmandır.

Szeretem őt, mert türelmes.

Sabırlı olduğu için onu seviyorum.

- Nem tud jönni, mert beteg.
- Nem tud jönni, mert nincs jól.

O hasta olduğu için gelemiyor.

Mert nem akarjuk, hogy unokáink

Çünkü çocuklarımızın çocuklarının sporları izlemesini

Szeretem, mert így okosnak tűnök,

Onları zeki görünmek için taktım,

mert nem jó érzés látni,

çünkü negatif bilgi kötü hissettirir

Mert hiszen tudjuk a választ:

Çünkü sanırım buna cevabımız var

Mert annak nincs semmi haszna.

Çünkü o dil, onlar için faydalı değil.

Mert nem létezik ilyen egyensúly.

Çünkü denge sistemi diye bir şey yok.

mert a szabályoknak változniuk kell.

çünkü o kurallar değişmeli.

mert jelenleg nem minősülnek fegyvernek.

çünkü bugün itibariyle silah olarak tanımlanmıyorlar.

Mert nem az ökorendszert halljuk,

Çünkü duyduğunuz şey bir ekosistem değil.

mert ez így nem működik.

bir işe yaramıyor.

mert gyakorta csak indulatból szerveződünk.

çünkü biz sık sık sadece tutku etrafında organize oluyoruz.

Mert a belső békénkről szól,

Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,

mert a fogyasztó a legfontosabb.

çünkü güç tüketicinin elinde.

mert a levegőszennyezettség oly mértékű

Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin

Mert az adatokból tanulni lehet,

Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar

Mert a bizonyíték bizonyításra késztet.

Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.

mert izgalmunk miatt túlzottan koncentrálunk.

konsantre olmaya ve doğru yola itmesi.

mert az ipari kor munkaerkölcse

çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı

Mert így lesz művészi kijelentésből

Çünkü sanatsal bir ifadeyi

mert maga a technológia akadályozza

çünkü teknolojinin kendisi

mert a homályzónát veszély fenyegeti.

çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.

mert nagy gondunk van vele.

çünkü büyük bir sorunumuz olduğunu düşünüyorum.

mert utána rács mögé kerültünk.

çünkü hemen sonrasında tutuklandık.

Mert tudtam a Gladio Hadműveletről,

çünkü Gladio operasyonunu

Mert nincs megszabott beosztás. Nos...

Çünkü sabit bir program yok. Ve...

Azért, mert ez technikai terület.

Oradayım, çünkü bu teknik bir mesele.

Nem azért "szürkék", mert bizonytalanok,

Emin olmadıklarından gri alanda değiller,

mert két dolog nagyon zavart.

iki şeyden ötürü:

Mert tudjátok, az a bibi,

Burada önemli nokta,

Mert sokféle ragadozó vadászik rá.

Onu avlayan bir sürü yırtıcı tür var.

Otthon maradtam, mert beteg voltam.

Ben, hasta olduğum için evde kaldım.

Nincsen fizetésem, mert nincs munkám.

Maaşım yok çünkü işim yok.

Ez azért van, mert szeretem.

Bu onu sevdiğim içindir.

- Miért tetted ezt? - Mert megtehetem.

"Bunu neden yaptın?" "Çünkü yapabilirim."

Iszok vizet, mert szomjas vagyok.

Susamış olduğum için su içiyorum.

Elkésett a munkából, mert elaludt.

Uyuyakaldığı için işe geç kaldı.

Sír a gyerek, mert éhes.

Çocuk ağlıyor çünkü yemek istiyor.

Elment Tomi, mert beteg volt.

Tom hasta olduğu için gitti.

Tornázom, mert egészséges akarok maradni.

Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.

Mondja csak, mert jól beszél.

Konuşmaya devam et, çünkü iyi konuşuyorsun.

Senki sem szereti, mert hazug.

Kimse onu sevmez çünkü o bir yalancı.

Vegyél fel valamit, mert megfázol.

Üstüne bir şey giy, hasta olacaksın.

Tom fogyókúrázik, mert kissé túlsúlyos.

Tom, biraz kilo fazlası olduğu için diyet yapıyor.

Beszélj hangosabban, mert nem hallak.

Daha yüksek sesle konuş. Seni duyamıyorum.

Mert érzelmeink közlik velünk azt,

Hislerimiz var çünkü bize hayatta

Nem jön dolgozni, mert beteg.

O hasta olduğu için işe gelmiyor.

Vigyáz, mert fűszeres egy kicsit.

Dikkatli ol. O biraz baharatlı.

Éhes vagyok, mert nem reggeliztem.

- Karnım zil çalıyor çünkü kahvaltı yapmadım.
- Açlıktan ölüyorum çünkü kahvaltı yapmadım.

- - Miért nem mész? - Mert nem akarok.
- - Hogyhogy te nem mész? - Mert nem akarok.

Niçin gitmiyorsun? Çünkü istemiyorum.

Azonban együtt is működünk, mert társadalmat kell létrehoznunk. Mert nem vagyunk Robinson Crusoe-k.

Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.

Mert a latin nők ereje csodálatra méltó. Mert a latin nők ereje csodálatra méltó.

Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir. Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir.

mert kis nappalink füsttel volt tele.

televizyon ekranını bazen zorlukla görürdük.

mert nem tudják felmérni saját teljesítményüket.

insanların kendi performansları konusunda kafalarını karıştırır.

mert nem tudják megfizetni a gyógyszereiket.

acı çekiyor hatta ölüyorlar.

mert a gyógyszereket megfizethetetlenül magasan árazták.

karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.

mert ők a dinoszauruszok egyenesági leszármazottai,

yani kuşları incelemeye koyulduk;

Mert ha a nyelv csak eszköz,

Çünkü dil sadece bir araçsa

Ez azért van, mert valóban az,

sebebi öyle olması.

mert sosem volt a másik oldalon.

Ne de olsa kadın olmak da onun bildiği tek şeydir.

Azért tudom, mert sokszor előfordult ilyesmi.

Bundan eminim çünkü öncesinde bu hep böyle oldu.

Mert nem létezik "igazságot George Floydnak".

Çünkü George Floyd için böyle bir adalet olmadı.

mert most nélkülözhetetlen a stratégiai fellépés

çünkü şu anda, bizi geriye çeken sistemi

mert az igazságügyi minisztérium ezeket elmulasztja.

çünkü adalet bölümü bunu yapmıyor;

mert nem nő fel az eszméihez.

hakkında konuşmaya başladı.

Mert nem lökhetjük őket utcára, mondván:

Çünkü siz onları öylece sokağa atıp şöyle diyemezsiniz:

mert az utcán könnygázt vetettek be.

arkadan gelen ağlama ve çığlık seslerini duyabiliyordum.

Individualistákká. Azért, mert ellent mondunk magunknak.

Bireyci olduk çünkü içimizde bir çelişki var.