Examples of using "Előtt" in a sentence and their turkish translations:
Başkan olmadan önce,
O, kahvaltıdan önce bir yürüyüş yaptı.
Altıdan önce eve gelmelisin.
Hava kararmadan evde olun.
Akşam yemeğinden önce çalıştım.
O yatmadan önce kitap okur.
Kahvaltıdan önce duş aldım.
Kahvaltıdan önce duş aldı.
O, herkesin önünde konuşmaya alışkındır.
Önümüzde bir kale gördük.
O, kahvaltıdan önce her sabah koşar.
17. yüzyıldan önce
beşinci sınıfların dışında duruyorum,
Karanlık olmadan eve gel.
O, Kraliçe'ye reverans yaptı.
Dörtten önce bira yok.
Yatmadan önce genellikle banyo yaparım.
Genellikle saat on'dan önce yatmaya giderim.
Tom kahvaltıdan önce duş aldı.
Tiyatronun önünde buluşalım.
Hava kararmadan önce eve gel.
Bir şey yemeden önce ellerini yıkamalısın.
Yatmadan önce müzik dinlerim.
Tom Mary'nin önünde oturdu.
Yatmadan önce okumayı severim.
O, başıyla öğretmenini selamladı.
O, toplum içinde konuşmaya alışkındır.
Tom, Mary'nin önünde geldi.
Altıdan önce eve gel.
Seni otelin önünden alacağım.
Yemek yemeden önce ellerinizi yıkıyor musunuz?
Allah'ının nazarında bütün insanlar eşittir.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
ve girdikten sonra ellerini yıkıyor.
tarım endüstrisinin bugün karşı karşıya kaldığı bir sorun.
Şunu aklınızda tutun:
Amerika'nın bir seçeneği var.
ayna ya da video kamerayı deneyin.
Kullanmadan önce çalkalayın.
Herkesin önünde konuşmaktan hoşlanmam.
Yediden önce buraya gel.
Beşten önce başlamalıyız.
Öğretmenini kibarca selamladı.
Öğleden önce oraya varmam mümkün değildir.
Evimin önünde bir göl var.
Tom bayıldı.
- Yatmadan önce bira içmeyin.
- Yatmadan önce bira içme.
Son teslim tarihinden önce onu yapabilir misin?
Tom aynanın önünde durdu.
- Altı, yediden önce gelir.
- Yediden önce altı gelir.
Öğle yemeğinden önce ellerimi yıkarım.
Hava kararmadan önce köye ulaştım.
Her sabah kahvaltıdan önce koşarım.
Sırları birbirimizden saklamamalıyız.
Yatmaya gitmeden önce beş mektup yazdım.
Hava kararmadan önce köye vardım.
Ölümden önce hayat var mıdır?
Akşam yemeğinden önce sık sık televizyon seyrederim.
Tom kahvaltıdan önce sık sık koşar.
O onun önünde huşu içinde durdu.
Tom'un geleceği parlaktır.
Senin yüzünden herkesin önünde rezil oldum.
Tom kapının önünde duruyor.
Sadece yatmadan önce yememelisin.
Tom Mary'nin evinin önünde duruyordu.
Tom evin önünde bekledi.
Onlar yumurtlamadan önce onları öldürmek zorundayız.
Kapının önünde seni bekliyorum.
Tom, Mary doğmadan önce öldü.
Bu sekiz otuzdan önce başlamayacak.
Tom'un önünde ağlamak istemiyordum.
Dün evinin yanından geçtim.
Hava kararmadan eve varabildi.
Ben akşam yemeğinden önce çoğunlukla TV izlerim.
Yatmadan önce dişlerini fırçalamayı unutma.
- Biz hukukun gözünde eşitiz.
- Biz yasal olarak eşitiz.
Birçok kişi yemekten önce dua eder.
Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı.
Yürüyüşe gitmeden önce bir elma yedim.
Lütfen yemekten önce ellerini yıka.
Gece yarısından önce neredeyse hiç yatmam.
Kanun önünde herkes eşittir.
Akşam yemeğinden önce bir içki almak ister misiniz?
İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.
Büyükannem ölmeden bir yıl kadar önce,
Balıkçılığın etkilerinin önüne geçip
Yediden önce asla kalkmam.
Evin önünde bir bahçe vardır.
Ondan önce geri dönmelisin.
Sabah kahvaltısından önce köpeğini parka götürür.
Çocuklar etraftayken o tür şey söylememelisin.
Öğrenciler öğretmenlerini selamladı.
- Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyin, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyiniz, on ikiden önce dönmüş olacağım.
Kullanmadan önce şişeyi salla.
Ayın önünden bir bulut geçti.
- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.
Hukuka göre hepimiz aynıyız.
Tom bazen sabahleyin kahvaltıdan önce Mary'yi arar.