Examples of using "Feladatát" in a sentence and their turkish translations:
O, ev ödevini yaptı.
O, ev ödevini bitirdikten sonra yürüyüş için dışarı çıktı.
Tom'un ödevini zamanında yaptırması zordu.
Ödevini kendisinin yapmış olması pek olası değil.
- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapmaz.
- Tom genelde ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaz.
Tom hâlâ ev ödevini yapmadı.
Tom ev ödevini tek başına yapacağını söyledi.
- Beth'den onun tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması istenildi.
- Beth'e tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması rica edildi.
Tom ev ödevini yaparken müzik dinlemekten hoşlanıyor.