Examples of using "Valószínű" in a sentence and their turkish translations:
Olası mı?
Yağmurun yağması pek mümkün değil.
Bu neredeyse hiç uygun değil.
Onların evlenmeleri olası değil.
Onun gelmesi olası değildir.
Muhtemelen onu hiç yapmayacağım.
Yine de, bu ihtimal çok yüksek.
Tom muhtemelen kazanmayacak.
O olası değil.
Onlar başarısız olmuş olmalı.
Tom büyük olasılıkla başaracak.
Tom'un geç kalması oldukça muhtemel.
Tom'un bize yardım edecek olması olası değil.
Onu muhtemelen yapmayacağım.
Muhtemelen hepiniz biraz uyumalısınız.
Tom muhtemelen gecikecek.
Tom muhtemelen dahil olmak istemeyecek.
Tom muhtemelen Mary ile Boston'a gitmeyecek.
Tom muhtemelen Harvard'a girmeyecek.
Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.
Ciddi bir şey olma ihtimali var.
Tom muhtemelen onu yapmaz.
Muhtemelen Tom düşündüğün kadar meşgul değil.
Tom muhtemelen Mary'nin nerede yaşadığını bilmeyecek.
Tom muhtemelen bunu bizimle yapmayı istemeyecek.
Tom muhtemelen bunu kendi başına yapmayacak.
Tom muhtemelen ne yaptığını bilmeyecek.
Eğer arıları rahatsız etmezsen onların seni sokması olası değil.
Tom muhtemelen bizimle Boston'a gitmek istemiyor.
Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.
Mary kovulursa Tom'un ağlayacağı muhtemel değil.
Tom muhtemelen bu gecenin partisinde olmayacak.
Tom muhtemelen onu yapmayı unutacak.
Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
Sanırım o haklı.
Ödevini kendisinin yapmış olması pek olası değil.
Tom en az ihtimalle partine gelecek kişidir.
O muhtemelen olmayacak.