Translation of "Sétálni" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Sétálni" in a sentence and their turkish translations:

- Sétálni van kedvem.
- Mennék sétálni.
- Kedvem lenne sétálni egyet.

Canım yürümek istiyor.

- Szeretek éjszaka sétálni.
- Szeretek éjjel sétálni.

Gece yürümeyi severim.

- Szeret magányosan sétálni.
- Szeret egyedül sétálni.

Tek başına yürüyüşe gitmeyi sever.

Szeretek sétálni.

- Yürüyüş yapmayı severim.
- Ben yürümeyi severim.
- Yürümeyi severim.

Sétálni fog.

O yürüyecek.

Sétálni megyünk.

Biz yürüyüşe gidiyoruz.

Elment sétálni.

Yürüyüş için dışarı çıktı.

Sétálni mentem.

Yürüyüşe çıktım.

Elviszem sétálni.

Onu yürüyüşe götürüyorum.

Elkezdtem sétálni.

Ben yürümeye başladım.

- Lenne kedved sétálni egyet?
- Lenne kedve sétálni egyet?

- Yürüyüşe çıkmak ister misin?
- Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?

- Kedvem támadt kimenni sétálni.
- Kedvem szottyant sétálni egyet.

Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.

- Van kedvem kimenni sétálni.
- Kedvem lenne kimenni sétálni.

Canım yürüyüş için dışarı çıkmak istiyor.

Sétálni van kedvem.

Canım yürüyüş yapmak istiyor.

Elmegyek egyet sétálni.

- Yürüyüşe gidiyorum.
- Yürüyüşe çıkıyorum.

Szeretek egyedül sétálni.

Yalnız yürümeyi severim.

Néha kimegyek sétálni.

Bazen yürüyüş için dışarı çıkarım.

Elviszem Tomit sétálni.

Tom'u yürüyüşe götürüyorum.

Nincs kedved sétálni?

Yürümek istemiyor musun?

Tom sétálni szokott.

Tom yürür.

Tom kiment sétálni.

Tom bir yürüyüş için dışarı çıktı.

Van kedved sétálni?

Canın yürüyüşe çıkmak istiyor mu?

Tom szeret sétálni.

- Tom yürüyüş yapmayı sever.
- Tom yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.

Kimehetek egy kicsit sétálni?

Kısa bir yürüyüş için dışarı çıkabilir miyim?

Elviszem a kutyám sétálni.

Yürüyüş için köpeğimi dışarı çıkaracağım.

Nem akarok veled sétálni.

Seninle yürümek istemiyorum.

Nincs kedvem kimenni sétálni.

Canım dışarı yürüyüşe çıkmak istemiyor.

Mindenki haza tud sétálni.

- Hepimiz eve yürüyerek gidebiliriz.
- Hepimiz eve yürüyebiliriz.

Elmentünk az erdőbe sétálni.

- Ormanda yürüyüşe çıktık.
- Ormanda yürüyüşe gittik.

Menjünk el egyet sétálni!

Yürüyüşe çıkalım.

Nincs kedvem most sétálni.

Canım şimdi yürümek istemiyor

Tom mindennap sétálni megy.

Tom her gün yürüyüşe gider.

Elmentünk sétálni a tópartra.

Biz gölün kıyısında yürüyüşe gittik.

Szeret egyedül sétálni menni.

Yalnız başına yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.

Sőt mi több, elkezdett sétálni.

Dahası, o yürümeye başladı.

Nem szeretek sétálni sötétedés után.

Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.

Gyere el velem sétálni, Tomi.

Benimle yürü, Tom.

Szeretek a folyó mentén sétálni.

Nehir boyunca yürümeyi severim.

Minden reggel szeretne egyet sétálni.

Her sabah yürüyüşe giderdi.

Kora reggel elmentem egyet sétálni.

Sabah erkenden yürüyüşe çıktım.

Azt hiszem, Tom elment sétálni.

Bence Tom yürüyüşe çıktı.

Majd kimegyünk egy kicsit sétálni.

Küçük bir yürüyüş için dışarı çıkıyoruz.

Az eső miatt nem tudtunk sétálni.

Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.

Láttam egy pókot sétálni a mennyezeten.

Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.

Egy kis idő múlva sétálni kezdtek.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

Elmegyek egyet sétálni, hogy kiszellőztessem a fejem.

Sadece kafamı dağıtmak için yürüyüşe çıkacağım.

Miután befejezte a házi feladatát, kiment sétálni.

O, ev ödevini bitirdikten sonra yürüyüş için dışarı çıktı.

Miért mondod, hogy a parkban akarsz sétálni?

Neden parkta yürümek istediğini söylüyorsun?

Tomi minden reggel elviszi a kutyáját sétálni.

Tom her sabah köpeğini gezdirir.

- Javasoltam a sétálást.
- Javaslom, menjünk el sétálni.

Yürüyüşe gitmeyi önerdim.

Miután elállt az eső, elment egyet sétálni.

Yağmur durduktan sonra, yürüyüş için dışarı çıktı.

Ha kisüt a nap, menjünk el sétálni.

Güneş açınca bir gezinti yapalım.

Menjünk el sétálni, miután elállt az eső.

- Yağmur dinince yürüyüş yapalım.
- Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıkalım.

- Tomnak ma reggel nem volt kedve sétálni a kutyájával.
- Tomnak nincs kedve sétálni a kutyájával ma reggel.

Tom'un bu sabah köpeği ile yürümeyi canı istemiyor.

Nagyon fáradt vagyok. Most nincs kedvem sétálni menni.

Çok yorgunum. Canım şimdi yürüyüş yapmak istemiyor.

Tomi úgy érezte, hogy kedve lenne elmenni sétálni.

Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.

- Sétáltasd meg a kutyát.
- Vidd el a kutyát sétálni!

Köpeği yürüyüşe çıkar.

Ma is lehet sétálni az Oak Parkban, ahogy én is tettem,

Bugün, Oak Park'ın arazisinde benim gibi yürüyebilirsiniz

- Minden reggel megsétáltatom a kutyámat a parkban.
- Minden reggel elviszem a kutyámat sétálni a parkba.

Ben her sabah parkta köpeğimi yürütürüm.

- Lenne kedved sétálni egyet?
- Lenne kedved egy sétához?
- Mit szólnál egy sétához?
- Nem sétálunk egyet?

Bir yürüyüşe ne dersiniz?