Examples of using "Valószínűsége" in a sentence and their turkish translations:
Hayatta kalma olasılığı nedir?
Mümkündür.
Benim hatalı olmam oldukça mümkün.
Küçük bir deprem tehlikesi var.
Tom geç kalması çok olası değil.
Yarın yağmur yağacağına dair yüksek bir olasılık var.
Bir sonraki saat içinde onun olma olasılığı nedir?
Tom muhtemelen pazartesi günü burada olmayacak.
Tom'un toplantıya gelmemesi için iyi bir olasılık var.
Öldürüleceğime dair bir olasılık var.
Köpekbalığı tarafından saldırıya maruz kalma olasılığı çok düşüktür.
O muhtemelen olmayacak.
Ödevini kendisinin yapmış olması pek olası değil.
Tom en az ihtimalle partine gelecek kişidir.
Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.