Examples of using "áldozat" in a sentence and their turkish translations:
Zahmet yoksa kazanç da yok.
Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.
Ben burada mağdurum.
Tom üçüncü kurbandı.
Belki de sahtecilik pek kurbanı olmayan bir suçtur?
Kurban erkek mi yoksa kadın mıydı?
Bir mağdur gibi davranmayı bırak.
ama 1.Champagne çatışması 90bin kayba oranla çok minik toprak kazanırlar
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.