Examples of using "Zweifellos" in a sentence and their turkish translations:
Tabii ki.
Ben kesinlikle şanslıydım.
Onun İngiliz olduğuna dair hiçbir şüphe yok.
Tom'un kesinlikle karizması var.
- İşte buna bir fikir denir.
- Bak, bu güzel bir fikir işte.
Şüphesiz aklın karışmış, Tom.
Şüphesiz o, sınavı geçecek.
Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.
Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli
Arama için daha fazla yatırım yapmamız lazım.
Şüphe yok ki, yardımın olmadan bunu yapamam.
Dün, şüphesiz, otuz yıllık hayatımın en kötü günüydü.
O araba hiç kuşkusuz korkunç bir durumda.
O, şüphesiz bizimle çalışan en güzel dansçılardan biri.
Onlar bir hata yapmış olmalılar.
Tom kesinlikle yarın orada olmayı planlamadığı izlenimini verdi.
Şüphe yok ki evren sonsuz.
Bu kesinlikle yağmur gibi görünüyor.