Translation of "Zeh" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Zeh" in a sentence and their turkish translations:

Sein Zeh blutet.

Parmağı kanıyor.

- Mein Zeh fing zu bluten an.
- Mein Zeh begann zu bluten.

Ayak parmağım kanamaya başladı.

- Ich habe Schmerzen in meinem kleinen Zeh.
- Mir schmerzt der kleine Zeh.

- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.

Tom stieß sich seinen Zeh.

Tom ayak parmağını çarptı.

Mein kleiner Zeh tut weh.

Küçük ayak parmağım ağrıyor.

Mein Zeh fing zu bluten an.

Ayak parmağım kanamaya başladı.

Tom tauchte einen Zeh ins Wasser.

Tom ayak parmağını suyun içine daldırdı.

Maria tauchte einen Zeh ins Wasser.

Mary ayak parmağını suya daldırdı.

Welchen Zeh fasse ich gerade an?

Hangi ayak parmağınıza dokunuyorum?

- Tom tut der große Zeh seines rechten Fußes weh.
- Tom hat Schmerzen im großen Zeh seines rechten Fußes.

Tom'un sağ ayağının baş parmağı ağrıyor.

Als Tom den Fuß in den Bach hielt, spürte er, wie ihm etwas in den Zeh biss.

Tom ayağını dereye koyduğunda ayağını ısıran bir şey hissetti.

- Tom brach sich auch den großen Zeh am rechten Fuß.
- Tom brach sich auch die große Zehe seines rechten Fußes.

Tom ayrıca sağ ayağındaki ayak başparmağını kırdı.