Translation of "Wildnis" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Wildnis" in a sentence and their turkish translations:

- Könntest du allein in der Wildnis überleben?
- Könntet ihr allein in der Wildnis überleben?
- Könnten Sie allein in der Wildnis überleben?

- Vahşi hayatta tek başına yaşayabilir misin?
- Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?

Wähle deine Kämpfe in der Wildnis weise.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

In der Wildnis schlafen sie in Baumhöhlen.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

In der Wildnis sind zwei Dinge besonders wichtig.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

Beim Überleben in der Wildnis muss man einfallsreich sein.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Dringen nun immer mehr Menschen in die Wildnis vor,

insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

Das ist tolle Nahrung, um in der Wildnis zu überleben.

Bu, hayatta kalmak isteyenler için harika bir yiyecek kaynağı.

Will man in der Wildnis überleben, muss man erfinderisch sein.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

In der Wildnis wird die Nahrung knapp, wenn der Winter naht.

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

Ich bekam so viel aus der Wildnis und konnte jetzt geben.

Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.

In der Wildnis darf man sich nicht nur auf die Technik verlassen.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

Wenn die Wildnis einem etwas zu essen anbietet, dann nimmt man es!

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

Auf der Suche nach Nahrung in der Wildnis darf man nicht wählerisch sein.

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

Aber so sieht man die kleinen Unterschiede. Dann lernt man die Wildnis kennen.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

Tom brachte Maria das Grundwissen bei, wie sie in der Wildnis überleben könne.

Tom, Mary'ye temel hayatta kalma teknikleri öğretti.

„Wie war das Überleben in der Wildnis?“ — „Schrecklich! Ich habe nur zwei Tage durchgehalten.“

"Hayatta kalma kampı nasıldı?" "Ben ondan nefret ettim. Sadece iki gün devam ettim"

Wenn die Wildnis einem etwas zu essen anbietet, dann nimmt man es! Was wollen wir also essen?

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

Aber lass dich nicht entmutigen. Die Wildnis kann tückisch sein. Jetzt, wo wir den Weg nach Westen kennen,

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,