Translation of "Volk" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Volk" in a sentence and their turkish translations:

- Das Volk fordert Reformen.
- Das Volk verlangt Reformen.

Halk reform istiyor.

Danke, mein liebes Volk.

Teşekkürler sevgili halkım.

Mein Volk in Mosambik,

Mozambique'deki halkım,

Mein Volk im Senegal.

Senegal'deki halkım.

Also eigentlich als Volk

yani aslında halk olarak

Das Volk hat gesprochen.

İnsanlar konuştular.

Demokratie ist die Regierung des Volkes durch das Volk für das Volk.

Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

In diesem fast mundtoten Volk

Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında

Und er sagte zum Volk:

ve halka şöyle seslendi,

Er sagte dem spanischen Volk:

İspanyol halkına şunları söyledi:

Wir sind ein friedliebendes Volk.

Biz barış seven bir milletiz.

Unser Volk dürstet nach Unabhängigkeit.

Halkımız bağımsızlığa susamıştır.

Die Regierung unterdrückte das Volk.

Devlet, insanları ezdi.

Wir sind ein konservatives Volk.

Muhafazakar bir halkız.

Der König unterdrückte sein Volk.

Kral, halkına zulüm etti.

Sie sind ein friedvolles Volk.

Onlar barışsever insanlardır.

Ich muss diesem Volk helfen.

Bu insanlara yardım etmeliyim.

Das Volk bejubelte den Sieg.

İnsanlar zaferi selamladılar.

Es ist mein Volk in Soweto,

Soweto'daki halkım,

Die Japaner sind ein tapferes Volk.

Japonlar cesur insanlardır.

Die Chinesen sind ein freundliches Volk.

Çinliler cana yakın bir millettir.

Ich widme dieses Lied meinem Volk.

Bu şarkıyı halkıma adıyorum.

Ich werde für mein Volk kämpfen.

Halkım için mücadele edeceğim.

Die Inka waren ein religiöses Volk.

İnkalar dindar insanlardı.

Das Volk lehnte die Verfassung ab.

Halk anayasayı reddetti.

- Der König herrschte vierzig Jahre über sein Volk.
- Der König hat vierzig Jahre sein Volk regiert.

Kral kırk yıl boyunca halkı üzerinde hüküm sürdü.

Liebes Volk, fünf brudermörderische Jahre sind vergangen.

Sevgili halkım, beş yıl geçti.

Sie sind zu schnell vergangen, liebes Volk.

O kadar çabuk geçti ki sevgili halkım...

Liebes Volk, danke für euer warmes Entgegenkommen.

Sevgili halkım, sana teşekkür ederim. Kucakladığın için teşekkür ederim.

Ist sein größter Feind in seinem Volk

insanında en büyük düşmanı kendisidir

Das japanische Volk wird als höflich betrachtet.

Japon halkının nazik olduğu düşünülür.

Das amerikanische Volk kämpfte für die Unabhängigkeit.

Amerikan halkı, bağımsızlıkları için savaştı.

Die Deutschen sind ein Volk der Kaffeetrinker.

Almanlar kahve içen bir millettir.

Die Regierung dieses Landes unterdrückt das Volk.

Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.

Nur ein freies Volk kann glücklich sein.

Sadece özgür insanlar mutlu olabilir.

Das Volk wird an der Wahlurne entscheiden.

İnsanlar sandıkta karar verecek.

Die Japaner sind ein sehr reinliches Volk.

Japonlar çok temiz insanlardır.

Endlich hört die Regierung auf das Volk.

Nihayet hükümet insanları dinliyor.

Der Krieg hatte das amerikanische Volk geeint.

Savaş Amerikan halkını birleştirdi.

Das amerikanische Volk hat etwas Besseres verdient.

Amerikan halkı daha iyisini hak ediyor.

Der König legte seinem Volk hohe Steuern auf.

Kral, halka ağır vergiler koydu.

Das Volk wehrte sich gegen seinen grausamen Herrscher.

İnsanlar zalim hükümdara direndi.

Der Präsident der Republik wird vom Volk gewählt.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.

Das Volk sollte von der Erde getilgt werden.

Bu insanlar yeryüzünden silinmelidir.

Das Volk lehnte sich gegen den König auf.

Halk krala karşı ayaklandı.

Es gibt ein Volk in den Händen der Mafia

mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada

Sie schreien hier als Volk, aber es funktioniert nicht

sen burada halk olarak bağırırsın ama hiç bir işe yaramaz

Das Volk von Atlantis verfügte über eine fortschrittliche Technologie.

Atlantis insanları teknolojiyi geliştirmişti.

Das Volk folgte dem Diktator genauso wie eine Herde Schafe.

İnsanlar diktatörü koyun sürüsü gibi takip ettiler.

- Das Volk liebt die Freiheit.
- Die Menschen lieben die Freiheit.

İnsanlar özgürlüğü sever.

Yahu, als Volk, lasst uns über etwas auf dem Laufenden bleiben.

yahu halk olarak biz de bir şeylerin ucundan tutalım yahu.

Das Volk der Massai trinkt eine Mischung aus Milch und Rinderblut.

Masai insanları, süt ve sığır kanının bir karışımını içerler.

- Die Präsidentin rief das Volk zur Einigkeit im Kampf gegen Armut und Krankheit auf.
- Der Präsident rief das Volk zur Einigkeit im Kampf gegen Armut und Krankheit auf.

Başkan, halkı yoksulluk ve hastalıklarla mücadelede birleşmeye çağırdı.

Das japanische Volk weiß die schnelle Unterstützung durch viele ausländische Nationen sehr zu schätzen.

Japon halkı, birçok yabancı ülkelerin çok hızlı yardımlarını takdir ediyor.

Wir werden sicherstellen, dass niemand das amerikanische Volk für seinen eigenen kurzfristigen Vorteil ausnutzt.

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.

Was würde Mama sagen, wenn sie wüsste, dass du dich mit solch gemeinem Volk abgibst!

Annem böyle yaygın insanlarla ilişkili olduğunu bilseydi ne derdi!

Er hat viel für sein Volk getan, aber er hätte noch viel mehr tun können.

O halkı için çok şey yaptı, ancak çok daha fazlasını yapabilirdi.

Der König hofft und glaubt, dass die Liebe die ihm sein Volk jetzt erweist, auf immer dauern wird.

Kral, insanlarının ona gösterdikleri aşkın sonsuza kadar süreceğini umut ediyor ve inanıyor.

Die verschiedenen Kultarten, die es in der römischen Welt gab, wurden vom Volk als gleich wahr angesehen, von den Philosophen als gleich falsch und vom Magistrat als gleich nützlich. Und so sorgte Toleranz nicht nur für wechselseitige Nachsicht, sondern sogar für religiöse Eintracht.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.