Examples of using "Verdächtigen" in a sentence and their turkish translations:
Onun hakkında şüphelenmeye başladı.
İki dedektif şüpheliyi izledi.
Şüphelilerin hepsinin katı mazeretleri var.
Gözaltında bir şüphelimiz var.
İnsanları şüphelendiren bir sürü olay var
Polis, şüpheliyi kelepçeledi.
- Dikkat et de senden şüphelenmesinler.
- Senden şüphelenmemelerine dikkat et.
Polisin gözaltında bir şüphelisi var.
Polis şüphelinin geçmişini soruşturuyordu.
Polis, şüphelilerin geçmişini araştırdı.
Polis Tom'u şüpheli olarak düşünüyor.
O, şüpheli bir adam gördüğünü söyledi.
Polis henüz şüphelinin izini bulmadı.
Polis şüpheliyi bırakmadı.
Benden şüpheleniyor musun?
Şüpheliye kasabadan ayrılmaması söylendi.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.
Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.
Tom Mary'nin onu aldattığından şüphelenmeye başladı.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
Polis şüpheliyi tutukladı.