Examples of using "Legte" in a sentence and their turkish translations:
Tom telefonu kapadı.
Tom bir kravat taktı.
Gemi yola çıktı.
Tom biraz müzik koydu.
Tom kanıt sağladı.
- Fırtına yatıştı.
- Fırtına dindi.
Tom ateşe odun ekledi.
O, yatağa uzandı.
O kalemini bıraktı.
O silahı yere bıraktı.
Tom kravatını çıkardı.
Ken kollarını indirdi.
Ona kelepçe taktım.
O, kitabı bir kenara bıraktı.
O giysilerini çıkardı.
Tom telefonu kapattı.
Mary kolyesini çıkardı.
Tom kurşun kalemini bıraktı.
Tom'un köpeği yattı.
Tom kılığını çıkardı.
Tom tüfeği bir kenara koydu.
Tom çatalını yere bıraktı.
Tom bir önlük giydi.
Rüzgar yavaş yavaş kesildi.
Tom ceketini çıkardı.
Tom ceketini çıkardı.
Tom battaniyeyi katladı.
Tom kalemini düşürdü.
Tom elbiselerini yerine koydu.
Tom tabancayı biraktı.
Tom gömleğini çıkardı.
Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.
Tom günlüğü çekmeceye koydu.
Betty kendini yatağa attı.
Tom sırtüstü uzandı.
O onu kutunun içine koydu.
Rüzgar akşam sakinleşti.
O, bebeğini yatağa yatırdı.
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
O, telefonu kapattı.
O, sessizce telefonu kapadı.
Kolunu bana doladı.
O, kolunu onun etrafına koydu.
Tom'a kendimi anlattım.
Tom onu kutuya koydu.
Tom elini Mary'ninkinin üstüne koydu.
O, çime uzandı.
O sırtüstü uzandı.
Tom Mary'nin mezarına bazı çiçekler koydu.
Elini kalbine koydu.
Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
Tom kollarını etrafıma koydu.
Tom elini kalbine koydu.
Tom kaşını kaldırdı.
Tom yatağa uzandı.
O, sırtına bir sıcak su şişesi koydu.
Tom her şeyi ait olduğu yere geri koydu.
Tom Mary'nin omzuna elini koydu.
Günde yirmi mil kapladı.
O, elini benim omzuma koydu.
O, başını yastığa koydu.
O, parasını kutuya koydu.
Polis, şüpheliyi kelepçeledi.
O, çantasını masaya koydu.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
O, kolunu onun beline koydu.
O silahı yere bıraktı.
O silahı yere bıraktı.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
Tom raketini yere koydu.
Yarasına bir mendil koydu.
Tom kitabı masanın üstüne koydu.
Tom silahı yere bıraktı.
Tom başını yastığa koydu.
Tom çantasını masaya koydu.
Tom telefonu kapattı ve tekrar uyumaya gitti.
Tom omzuma elini koydu.
Elini omzuma koydu.
Kapattım ve onu tekrar aradım.
O, silahını bana doğru çevirdi.
O, dergiyi masaya koydu.
Tom masaya otuz dolar koydu.
Tom sabunu sabunluğa koydu.
Elimi onun omuzuna koydum.
O telefonu kapattı ve geri uyumaya gitti.
O her iki elini göğsüne yerleştirdi.
Tom ateşe birkaç kütük daha koydu.
Tom masanın üstüne üç yüz dolar koydu.
Tom kapımdaki kilidi değiştirmemi önerdi.
Tom parayı kasaya koydu.
Tom kitabı masaya koydu.
Tom elini mikrofonun üzerine koydu.
Tom Mary'nin masasına bir zarf koydu.
Tom kitabı çantasına koydu.
Tom kolunu Mary'nin beline koydu.