Examples of using "Veränderte" in a sentence and their turkish translations:
Her şey o zaman değişti.
Tom hayatımı değiştirdi.
iklim değişikliğiyle değişmiş bir dünya
İnsanlarla olan ilişkim değişti.
Tom'un gördüğü şey onun hayatını değiştirdi.
Elektriğin bulunması tarihimizi değiştirdi.
Tom değişti.
Ansiklopedinin gözden geçirilmiş sürümü yayınlandı.
ama film başlayınca o gülüşü her şeyi değiştiriveriyordu
İnternet her şeyi değiştirdi.
düşünme şeklimizi değiştirecek bir şey oldu.
Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.
Son iki yılda onun değişmesini izledik.
Genetiği değiştirilmiş gıda yemenin tehlikeli olduğunu düşünüyor musunuz?