Examples of using "Stille" in a sentence and their turkish translations:
Sessizliğin sesi.
Durgun sular derin akar.
Kızımı emziriyorum.
Ben sessizliği sevmiyorum.
Ürkütücü bir sessizlik vardı.
Ben bebeğimi emziriyorum.
Ben sessizliği bozdum.
Sessizliğin gücü vardır.
O sessiz bir kadın
Sessizlikten korkar mısın?
Sessizlik nasıl görünüyor?
Babam sessiz kalmamı söyledi.
Bir çığlık sessizliği bozdu.
Çevrede mutlak sessizlik egemendi.
Endişe verici bir sessizlik vardı.
Sessizlik bazı insanları sinirli yapar.
Gürültülü makine sessizliği bozuyor.
Fakat sessizlik, bugünlerde oldukça nadir bir şey
ve sessizliğin sesinden daha çok faydalanabilmek için.
Tom ve Mary ay ışığında sessizce yemek yedi.
Lütfen sadece çeneni kapatır mısın?
Gecenin sessizliği bizi rahatlatır.
Sessiz evin içinde onun sesi yankılandı.
Ansızın geçen araba sessizliği bozdu.
Kendimle gizli ve sessiz bir yazışma.
O göründüğünde garip bir sessizlik vardı.
Salonda ölüm sessizliği yayılmaya başladı.
Pasifik Okyanusu, Rusya Federasyonu'nun doğu sınırını oluşturur.
Kütüphane neredeyse tam bir sessizliğe büründü.
Perde düştüğü zaman gergin bir sessizlik vardı.
Pasifik Okyanusu, Rusya Federasyonu'nun doğu sınırını oluşturur.
Bu sonsuz boşluğun ebedi sessizliği beni korkutuyor.
Ancak dairemizin sessizliğinde, öğretmenimin bakışlarının dışında
Seven insan vazgeçmez; sadece köşede sessizce sabırla bekler.
Mutlak bir sessizlik oldu. Bir damla düşse duyulurdu.
Bu fırtınadan önceki sessizliktir.
Benim favori Noel şarkılarımdan dördü " Silent Night ", "Joy to the World ", " The First Noel " ve " Away in the Manger. "
Bu şiir sessizlikte, kapalı gözlerle, kelimelerin boşlukta nasıl süzüldüğünü görmeye çalışarak okunur.