Translation of "Klang" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Klang" in a sentence and their turkish translations:

- Es klang einfach.
- Es klang leicht.

Kolay görünüyordu.

Tom klang überrascht.

Tom şaşırmış görünüyordu.

Sie klang enttäuscht.

Hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Er klang enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Sie klang wütend.

O deli görünüyordu.

Tom klang enttäuscht.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Tom klang verrückt.

Tom kızgın görünüyordu.

Tom klang erschöpft.

Tom çok yorgun görünüyordu.

Sie klang verzweifelt.

O umutsuz görünüyordu.

Tom klang gereizt.

Tom sinirli görünüyordu.

Der Klang der Stille.

Sessizliğin sesi.

Tom klang leicht panisch.

Tom biraz paniklemiş görünüyordu.

Tom klang sehr aufgebracht.

Tom gerçekten üzgün görünüyordu.

Tom klang nicht besorgt.

Tom endişeli görünmüyordu.

Das klang wie ein Schuss.

O bir silah atışına benziyordu.

Toms Übersetzung klang ziemlich gestelzt.

Tom'un çevirisi oldukça tumturaklı görünüyordu.

Toms Plan klang nicht dumm.

Tom'un planı aptalca görünmüyordu.

Tom klang nicht zu optimistisch.

Tom'un sesi çok iyimser değildi.

Das ist der Klang von Ameisen

işte karıncaların çıkardığı ses bu

Tom verabscheut den Klang von Windspielen.

Tom rüzgar çanlarının sesinden nefret ediyor.

Tom klang ebenso aufgeregt wie Maria.

Tom Mary'nin göründüğü kadar heyecanlı görünüyordu.

Ich mag den Klang des Klaviers.

Ben piyanonun sesini seviyorum.

Ich liebe den Klang von Kirchenglocken.

Ben kilise çanlarının sesini seviyorum.

Dudelsäcke erzeugen einen sehr seltsamen Klang.

Gaydalar çok garip bir ses çıkarırlar.

Ich liebe den Klang von Kindergelächter.

Çocukların gülme sesini seviyorum.

Er klang am Telefon sehr müde.

Onun sesi telefonda çok yorgun geliyordu.

Mir gefällt der Klang dieser Glocke.

O zilin sesini seviyorum!

Das Klavier war verstimmt; es klang fürchterlich.

Piyano akortsuzdu; çok kötü ses veriyordu.

Der Klang der Violine ist sehr schön.

Kemanın sesi çok tatlı.

- Tom klang verärgert.
- Tom hat verärgert geklungen.

Tom öfkeli görünüyordu.

- Tom klang glücklich.
- Tom hat glücklich geklungen.

Tom mutlu görünüyordu.

- Tom klang aufgebracht.
- Tom hat aufgebracht geklungen.

Tom üzgün görünüyordu.

- Tom klang müde.
- Tom hat müde geklungen.

Tom yorgun görünüyordu.

- Tom sah beschäftigt aus.
- Tom klang beschäftigt.

Tom meşgul görünüyordu.

Tom klang nicht so aufgeregt wie Maria.

Tom Mary'nin göründüğü kadar heyecanlı görünmüyordu.

Was Tom vorschlug, klang lächerlich für mich.

Tom'un bana önerdiği şey bana çok saçma göründü.

Mir gefällt der Klang meiner eigenen Stimme nicht.

Ben kendi sesimin sesini sevmiyorum.

- Ich erinnere mich nicht mehr an den Klang seiner Stimme.
- Ich erinnere mich nicht mehr an den Klang ihrer Stimme.

Onun sesinin tınısını artık hatırlamıyorum.

Du bist in den Klang deiner eigenen Stimme verliebt.

Kendi sesinize âşıksınız.

Es klang, als schleifte ich einen Kühlschrank hinter mir her.

Sanki arkamda buzdolabı sürüklüyorum gibiydi.

Die Gitarre klang nie so gut, wenn ich sie spielte.

Bu gitar onu çaldığımda hiç bu kadar iyi ses çıkarmadı.

- Ich liebe den Klang von Windspielen.
- Ich liebe den Windglöckchenklang.

Rüzgar çanlarının sesini seviyorum.

Dies ist ein vollständiger Klang, der durch den Mund erzeugt wird

Bu tamamen ağızla çıkarılan bir sestir

Einiges von dem, was du gesagt hast, klang nicht wie die Wahrheit.

Söylediğin şeylerden bazıları doğru gibi gelmedi.

Ich erinnere mich, einen ähnlichen Klang in meinen Träumen gehört zu haben.

Rüyalarımda benzer bir ses duyduğumu hatırlıyorum.

Ich bin mir nicht sicher, was es war, aber es klang wie ein Schluss.

Onun ne olduğundan emin değilim ama bir silah atışına benziyordu.

Am allerliebsten hört Tom das amerikanische Englisch, aber auch der Klang des irischen Englisch sagt ihm zu.

Tom en çok Amerikan İngilizcesi dinlemeyi seviyor fakat ayrıca İrlanda İngilizcesinin sesini de seviyor.

Tom sah schon deutlich besser aus und klang auch besser als bei unserem Besuch im letzten Monat.

Tom kesinlikle geçen ay onu ziyaret ettiğimizde göründüğünden daha iyi görünüyordu ve sesi daha iyi çıkıyordu.