Translation of "Brach" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Brach" in a sentence and their turkish translations:

Die Sowjetunion brach zusammen

Sovyetler Birliği yıkıldı

Der Aktienmarkt brach ein.

Borsa düştü.

Eine Epidemie brach aus.

Bir salgın hastalık patlak verdi.

Ein Aufstand brach aus.

Bir ayaklanma patlak verdi.

Sie brach den Weltrekord.

O, dünya rekorunu kırdı.

Er brach den Weltrekord.

O dünya rekoru kırdı.

Der Boden brach ein.

Zemin çöktü.

Die Brücke brach zusammen.

Köprü yıkıldı.

Kazuko brach ihre Versprechen.

Kazuko sözünden döndü.

Ich brach die Stille.

Ben sessizliği bozdum.

Ein großes Feuer brach aus

büyük bir yangının çıktığı

Der Krieg brach 1941 aus.

Savaş 1941 yılında patlak verdi.

Er brach nach Paris auf.

O, Paris'e doğru yola çıktı.

Tom brach in Tränen aus.

Tom gözyaşlarına boğuldu.

Er brach in Tränen aus.

O, gözyaşlarına boğuldu.

Ich brach mir den Arm.

Kolumu kırdım.

Sie brach in Tränen aus.

O gözyaşlarına boğuldu.

Der Krieg brach 1939 aus.

Savaş 1939 yılında patlak verdi.

Tom brach vor Erschöpfung zusammen.

Tom yorgunluktan yıkıldı.

Maria brach unter Tränen zusammen.

Mary gözyaşları içinde çöktü

Layla brach in Panik aus.

Leyla panikledi.

Tom brach in Gelächter aus.

Tom kahkaha attı.

1929 brach die Börse zusammen.

- 1929'da borsa çökmüştü.
- Borsa 1929'da dibe vurdu.

- Ein Feuer brach im ersten Stock aus.
- Ein Feuer brach im Erdgeschoss aus.

Birinci katta bir yangın patlak verdi.

- Der Krieg brach fünf Jahre später aus.
- Fünf Jahre später brach der Krieg aus.

Savaş, beş yıl sonra başladı.

- Tom lachte laut los.
- Tom brach in Gelächter aus.
- Tom brach in Lachen aus.

- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.

Aber 2005 brach ein Skandal aus

Fakat 2005 yılında bir skandal patlak veriverdi

Meine Frau brach in Tränen aus.

Karım gözyaşlarına boğuldu.

Seine Gesundheit brach wegen Überarbeitung zusammen.

Onun sağlığı fazla çalışmadan dolayı bozuldu.

Das Feuer brach gegen Mitternacht aus.

Yangın, gece yarısına doğru patlak verdi.

Das Mädchen brach in Tränen aus.

Kız gözyaşlarına boğuldu.

Die Nachricht brach ihm das Herz.

Haber onun kalbini kırdı.

Der Krieg brach nicht zufällig aus.

Savaş tesadüfen patlak vermedi.

Fünf Jahre später brach Krieg aus.

- Savaş beş yıl sonra başladı.
- Savaş, beş yıl sonra başladı.

Ein Sonnenstrahl brach durch die Wolken.

Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.

Eine schroffe Stimme brach das Schweigen.

Kaba bir ses sessizliği bozdu.

Sie brach in schallendes Gelächter aus.

O kahkaha attı.

Er brach in schallendes Gelächter aus.

O, gülmekten kırıldı.

Er brach in ein Haus ein.

O bir eve zorla girdi.

Der Bergsteiger brach zum Gipfel auf.

Dağcı zirve için yola çıktı.

In Mexiko brach eine Revolution aus.

Meksika'da bir devrim patlak verdi.

- Tom ist eingebrochen.
- Tom brach ein.

Tom zorla girdi.

Die Masse brach in Gelächter aus.

Kalabalık kahkahalara boğuldu.

Die Menge brach in Beifall aus.

Kalabalık alkışa boğuldu.

Im Kino brach ein Feuer aus.

Sinemada bir yangın başladı.

Der Erste Weltkrieg brach 1914 aus.

1. Dünya savaşı 1914'te patlak verdi.

Der Zweite Weltkrieg brach 1939 aus.

İkinci Dünya savaşı 1939 yılında patlak verdi.

Jahre später brach sie ihr Schweigen.

Yıllar sonra suskunluğunu bozdu.

Die Kette brach nach zwei Wochen.

- Zincir iki hafta sonra koptu.
- Zincir iki hafta sonra kırıldı.

Tom brach sich fast das Bein.

Tom az daha bacağını kırıyordu.

- Ein Feuer brach während dieser Nacht aus.
- Im Laufe der Nacht brach ein Feuer aus.

O gece bir yangın patlak verdi.

- Nahe bei meinem Haus brach ein Feuer aus.
- Ein Feuer brach in der Nähe meines Hauses aus.
- Nahe meinem Hause brach ein Feuer aus.

Evimin yakınında bir yangın çıktı.

- Gestern brach in der Nachbarschaft ein Feuer aus.
- In der Nachbarschaft brach gestern ein Feuer aus.

Dün semtte bir yangın başladı.

Aber so ein großes Feuer brach aus

fakat öylesine büyük bir yangın çıkmıştı ki

Im fünften Stock brach ein Feuer aus.

- Beşinci katta bir yangın patlak verdi.
- 5. katta bir yangın çıktı.

Zwischen den beiden Ländern brach Krieg aus.

İki ülke arasında bir savaş patlak verdi.

Nach dem Erdbeben brach ein Feuer aus.

Depremden sonra bir yangın çıktı.

Das kleine Mädchen brach in Tränen aus.

Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.

Das junge Mädchen brach in Tränen aus.

Genç kız gözyaşlarına boğuldu.

Er brach sich beim Baseballspiel sein Bein.

Bir beyzbol maçında bacağını kırdı.

Ein Feuer brach im ersten Stock aus.

İkinci katta bir yangın patlak verdi.

Das Paar brach zu seiner Hochzeitsreise auf.

Çift balayına gitti.

Tom brach das Telefonat mit Maria ab.

Tom telefonu Mary'nin yüzüne kapattı.

In der Mine brach ein Feuer aus.

Madende yangın çıktı.

Tom brach in die verlassene Hütte ein.

Tom terk edilmiş kulübeye zorla girdi.

Das Feuer brach in Toms Zimmer aus.

Yangın Tom'un odasında başladı.

Im Jahre 1990 brach die Sowjetunion zusammen.

1990 yılında Sovyetler Birliği çöktü.

In dieser Region brach ein Waldbrand aus.

Bu alanda bir orman yangını patlak verdi.

Wann und wo brach der Krieg aus?

Savaş ne zaman ve nerede patlak verdi?

Innerhalb eines Jahres brach die Börse zusammen.

Bir yıl içinde, borsa düştü.

Die Sowjetunion brach vor 25 Jahren zusammen.

Sovyetler Birliği 25 yıl önce çöktü.

Tom brach sein Versprechen, nicht zu rauchen.

Tom sigara içmeme sözünden vazgeçti.

Tom brach sich jeden Knochen seines Körpers.

Tom vücudundaki her kemiği kırdı.

- Sie fiel herunter und brach sich das linke Bein.
- Sie fiel hinunter und brach sich das linke Bein.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

Es brach ein Feuer in der Nähe aus.

Yakında bir yangın patlak verdi.

Der Bambus bog sich, aber er brach nicht.

Bambu eğildi ama kırılmadı.

Sie brach bei der Nachricht in Tränen aus.

Haber onu gözyaşlarına boğdu.

Der junge Mann brach in ein Gelächter aus.

Genç adam kahkahalara boğuldu.

Er brach im ersten Jahr sein Studium ab.

İlk yıl üniversiteden ayrıldı.

Damals, in den 1970er Jahren, brach China zusammen.

1970'lerde Çin çok kötü durumdaydı.

Mitten in der Stadt brach ein Feuer aus.

- Şehrin ortasında bir yangın patlak verdi.
- Şehrin ortasında yangın çıktı.

Er brach den Betonblock mit einem Hammer auf.

O, çekiçle beton bloğu kırdı.

Tom brach in Tränen aus und rannte hoch.

Tom gözyaşlarına boğuldu ve üst kata koştu.

Im folgenden Jahr brach der Erste Weltkrieg aus.

Ertesi yıl 1. Dünya Savaşı patlak verdi.

- Es brach Tom das Herz.
- Tom war untröstlich.

Tom çok üzgündü.

Tom ging einige Schritte und brach dann zusammen.

Tom birkaç adım yürüdü, sonra da çöktü.

Er brach die Schule im zweiten Jahr ab.

İkinci yılında okuldan ayrıldı.

1992 brach in Bosnien-Herzegowina ein Bürgerkrieg aus.

Bosna-Hersek'te 1992'de bir iç savaş başladı.

Tom brach sein Versprechen und half Mary nicht.

Tom sözünden caydı ve Mary'ye yardım etmedi.

- Mein Bruder fiel vom Baum und brach sein Bein.
- Mein Bruder fiel vom Baum und brach sich sein Bein.
- Mein Bruder brach sich bei einem Sturz vom Baum das Bein.

Erkek kardeşim ağaçtan düşüp bacağını kırdı.

- So bald sie seiner ansichtig wurde, brach sie in Tränen aus.
- Als sie ihn traf, brach sie in Tränen aus.

O, onunla karşılaşır karşılaşmaz göz yaşlarına boğuldu.

- Tom brach sich auch den großen Zeh am rechten Fuß.
- Tom brach sich auch die große Zehe seines rechten Fußes.

Tom ayrıca sağ ayağındaki ayak başparmağını kırdı.