Examples of using "Sitz" in a sentence and their turkish translations:
Dik oturun.
Kıpırdamadan otur.
Onun Diyette bir koltuğu var.
Biz Boston'da bulunmaktayız.
O, koltuğundan kalktı.
Yerimi yaşlı bir bayana verdim.
Emi özürlü bir adama yerini verdi.
Lütfen çantanızı koltuğunuzun altına koyunuz.
Çantanı önündeki koltuğun altına koy.
Pek çok kişi tarafından ruhun merkezi olarak düşünüldü,
Çocuk otobüste koltuğunu yaşlı adama verdi.
Tom, Singapur'da Londra merkezli bir şirket için çalışır.
Bilgisayarın başında öylece oturmayın, bir karar vermelisiniz.
Bilgisayarınızın başında öylece oturmayın, karar verme zamanı.
Tom Mary'ye bir yer ayırdı.
Ben bir koltuk rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
TV'ye çok yakın oturma.
sorun koltukta mı kişiliklerde mi bilemiyoruz
Bugün sabahleyin tren o kadar doluydu ki boş bir yer bulamadım ve tüm yol ayakta durmak zorunda kaldım.