Translation of "Seinem" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Seinem" in a sentence and their turkish translations:

Folgt seinem Beispiel.

Onun örneğini izleyin.

- Jack ähnelt seinem Vater.
- Jack sieht seinem Vater ähnlich.

Jack, babasına benzer.

- Tom blieb in seinem Wagen.
- Tom blieb in seinem Auto.

Tom arabasında kaldı.

- Tom ist in seinem Zimmer.
- Tom ist auf seinem Zimmer.

Tom odasında.

Zu seinem Schicksal weinen

onun kaderine ağlıyor

Tom ähnelt seinem Vater.

Tom babasına benziyor.

Er ähnelt seinem Vater.

O, babasını andırıyor.

Jim ähnelt seinem Vater.

Jim babasına benzer.

Jeder nach seinem Geschmack.

Zevkler ve renkler tartışılmaz.

- Frag ihn nach seinem Namen.
- Fragen Sie ihn nach seinem Namen.

Ona adını sor.

- Tom kam aus seinem Versteck.
- Tom kam aus seinem Versteck hervor.

Tom saklandığı yerden çıktı.

- Tom stieg von seinem Rad.
- Tom ist von seinem Fahrrad abgestiegen.

Tom bisikletinden indi.

- Tom stirbt in seinem Bett.
- Tom liegt sterbend in seinem Bett.

Tom kendi yatağında ölüyor.

- Was sagt er in seinem Brief?
- Was steht in seinem Brief?

O, mektubunda ne diyor.

- Ein Blutgefäß ist in seinem Gehirn geplatzt.
- Ein Blutgefäß platzte in seinem Gehirn.
- Eine Ader ist in seinem Gehirn geplatzt.
- Eine Ader platzte in seinem Gehirn.

Beyninde bir kan damarı patladı.

- Er überließ seinem Sohn das Geschäft.
- Er überließ seinem Sohn den Betrieb.

O, işi oğluna devretti.

- Tom rasiert sich auf seinem Zimmer.
- Tom rasiert sich in seinem Zimmer.

Tom, odasında tıraş oluyor.

- Tom reichte seinem Sohn einen Schlecker.
- Tom reichte seinem Sohn einen Lutscher.

Tom oğluna bir lolipop verdi.

- Er sieht wie sein Großvater aus.
- Er kommt nach seinem Großvater.
- Er ähnelt seinem Großvater.
- Er sieht seinem Großvater ähnlich.

- Büyükbabasına benziyor.
- Dedesine benziyor.

Zuvor mit seinem Sohn verlassen

oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

Kann in seinem Körper leben

yaşayabiliyor onun vücudunda

Wir sollten seinem Beispiel folgen.

- Biz onun dersini izlemeliyiz.
- Onun örneğini takip etmeliyiz.

Wir stehen unter seinem Befehl.

Biz onun emrindeyiz.

Es ist zu seinem Vorteil.

Bu onun avantajı için.

Er kam aus seinem Versteck.

Saklandığı yerden çıktı.

Vater ist in seinem Büro.

Babam bürosunda.

Er kommt seinem Vater nach.

O, babasının ayak izlerini takip etti.

Er lernt an seinem Schreibtisch.

O, masasında çalışıyor.

Er wohnt auf seinem Landsitz.

O, malikhanesinde yaşar.

Tom saß an seinem Schreibtisch.

Tom masasında oturdu.

Er ist an seinem Schreibtisch.

Onun masasındadır.

Er verblieb in seinem Job.

O işine sarıldı.

Er spielt in seinem Zimmer.

O, odasında oynuyor.

Er übernachtet bei seinem Onkel.

O, amcası ile kalıyor.

Tom spielt mit seinem Sohn.

Tom oğluyla oynuyor.

Er stellt seinem Vater Fragen.

O, babasına sorular sorar.

Er floh aus seinem Land.

O, ülkesinden kaçtı.

Er wohnt in seinem Wagen.

O arabasında yaşar.

Tom sitzt an seinem Schreibtisch.

Tom masasında oturuyor.

Tom stieg von seinem Motorrad.

Tom motosikletinden indi.

Tom schläft in seinem Sessel.

Tom koltuğunda uyuyor.

Tom stieg aus seinem Wagen.

Tom arabasından indi.

Tom sitzt in seinem Auto.

Tom, arabasında oturuyor.

Tom ist ungleich seinem Bruder.

Tom erkek kardeşine benzemiyor.

Tom kam aus seinem Büro.

Tom ofisinden çıktı.

Tom wartet in seinem Büro.

Tom bürosunda bekliyor.

Tom wohnt auf seinem Landsitz.

Tom yurtluğunda yaşıyor.

Ich höre seinem Solovortrag zu.

Onun resitalini dinliyorum.

Er pfiff nach seinem Hund.

O köpeği için ıslık çaldı.

Dieses Kind ähnelt seinem Vater.

Şu çocuk babasına çok benziyor.

Ken fragte nach seinem Vater.

Ken, babası hakkında soruşturma yaptı.

Sie steht unter seinem Pantoffel.

O, onun kontrolü altında.

Bitte folgen Sie seinem Beispiel.

- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.

Tom schläft in seinem Zimmer.

Tom odasında uyuyor.

Tom ist in seinem Büro.

Tom ofisinde.

Tom fragte nach seinem Anwalt.

Tom avukatını istedi.

Tom sitzt in seinem Wagen.

- Tom arabasında.
- Tom onun arabasında.

Tom kam aus seinem Versteck.

Tom saklandığı yerden çıktı.

Tom griff nach seinem Schwert.

Tom kılıcına uzandı.

Tom pfiff nach seinem Hund.

Tom köpeği için ıslık çaldı.

Tom griff nach seinem Mobiltelefon.

Tom onun cep telefonuna ulaştı.

Er schreibt seinem Vater kaum.

O, nadiren babasına yazar.

Widersetze dich nicht seinem Vorhaben.

Onun amaçlarına karşı durma.

Tom kaute an seinem Bleistift.

Tom kurşun kalemini uzun uzadıya düşündü.

Tom spielt mit seinem Hund.

Tom köpeği ile oynuyor.

Er ähnelt vollkommen seinem Vater.

O tam babasına benziyor.

Tom nippte an seinem Kaffee.

Tom kahvesini yudumladı.

Tom steht zu seinem Wort.

Tom söylediğini kastediyor.

Tom nippte an seinem Getränk.

Tom içkisini yudumladı.

Tom rannte zu seinem Auto.

Tom arabasına koştu.

Tom saß hinter seinem Schreibtisch

Tom sırasının arkasına oturdu.

Tom spielt in seinem Zimmer.

Tom odasında oynuyor.

Tom lernt in seinem Zimmer.

Tom odasında çalışıyor.

Tom spielte mit seinem Hund.

Tom köpeğiyle oynadı.

Tom spricht mit seinem Papagei.

Tom papağanıyla konuşuyor.

Tom weint in seinem Zimmer.

Tom odasında ağlıyor.

Tom schläft in seinem Auto.

Tom arabasında uyuyor.

Tom spielt mit seinem Spielzeuglaster.

Tom oyuncak kamyonuyla oynuyor.

Tom spielte mit seinem Spielzeugtrecker.

Tom oyuncak traktörü ile oynadı.

Ist alles an seinem Platz?

Her şey yerinde mi?

Ich stimme seinem Plan zu.

Onun planına katılıyorum.

Tom haust in seinem Auto.

Tom kendi arabasında yaşar.

Tom verblieb in seinem Job.

Tom işine sadık kaldı.

Tom lernt an seinem Schreibtisch.

Tom masasında çalışıyor.

Tom saß in seinem Schaukelstuhl.

- Tom salıncaklı koltuğunda oturdu.
- Tom sallanan sandalyesine oturdu.

Tom gerät nach seinem Vater.

Tom babasının peşinden gidiyor.

Tom starb in seinem Wohnzimmer.

Tom oturma odasında öldü.

Er kommt nach seinem Großvater.

Büyükbabasına benziyor.

Jeder arbeitete nach seinem Vermögen.

- Herkes kendi kabiliyetine göre çalıştı.
- Herkes kendi yeteneğine göre çalıştı.