Translation of "Schritte" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Schritte" in a sentence and their turkish translations:

Tom hörte Schritte.

Tom ayak sesleri duydu.

Ich höre Schritte draußen.

Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.

Er beschleunigte seine Schritte.

Onun yürüyüşü hızlandı.

Die Schritte kamen näher.

Ayak sesleri daha da yaklaştı.

Tom trat drei Schritte zurück.

Tom üç adım geriye çekildi.

Er beobachtet jeden meiner Schritte.

O, benim her hareketimi izliyor.

Sie machten einige Schritte vorwärts.

Onlar ileriye doğru birkaç adım attılar.

Tom hörte Schritte hinter sich.

Tom arkasından ayak sesleri duydu.

Nimm drei Schritte Anlauf und spring!

Üç adım at ve atla.

Tom trat ein paar Schritte zurück.

Tom birkaç adım geri çekildi.

Tom hörte Schritte und blickte auf.

Tom ayak seslerini duydu ve yukarıya baktı.

Tom hörte Schritte vor der Tür.

Tom kapının dışında ayak sesleri duydu.

Anscheinend hörte er meine Schritte nicht.

Göründüğü kadarıyla ayak seslerimi duymuyordu.

Die ersten Schritte sind immer die schwersten.

- İlk adımlar daima en zor olanlarıdır.
- İlk adımlar her zaman en zorudur.

Der Rechtsanwalt empfahl seinem Mandanten, rechtliche Schritte einzuleiten.

Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.

Tom ging einige Schritte und brach dann zusammen.

Tom birkaç adım yürüdü, sonra da çöktü.

Ich wohne nur zwei Schritte von hier entfernt.

Buradan sadece iki adım ötede yaşıyorum.

Wir müssen Schritte einleiten, um die Luftverschmutzung zu vermeiden.

- Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.
- Hava kirliliğini önlemek için adımlar atmak zorundayız.

Aber nicht nur irgendwelche Schritte, sondern die für uns Richtigen.

Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.

Tom sah auf, als er hörte, wie sich Schritte näherten.

Tom yaklaşan ayak seslerini duyduğunda baktı.

Verfolge deine Schritte zurück! Vielleicht findest du dann deine Schlüssel.

Adımlarını tekrar izle, belki anahtarlarını bulursun.

Die Dunkelheit bietet Deckung, doch ihre Schritte hallen über das Meereis.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

Die Kleine von Tom und Maria macht langsam ihre ersten vorsichtigen Schritte.

Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.

Ich war nicht zu Hause, als das Baby seine ersten Schritte machte.

Bebek ilk adımlarını attığında ben evde değildim.