Examples of using "Option" in a sentence and their turkish translations:
Unutmayın, asla pes etmeyin!
Ben bu seçeneği düşünüyorum.
Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.
Ne yazık ki bu bir seçenek değil.
Bu da bir seçenek.
Geri çekilme, Olaf için bir seçenek değildi.
Ağrı kaçınılmazdır. Acı isteğe bağlıdır.
En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.
Esperanto bir şaka mı yoksa ciddi bir seçenek mi?
Kişisel yayıncılık çekici bir seçenek olabilir.
tehlikeli