Examples of using "Aufgeben" in a sentence and their turkish translations:
Vazgeçmek istiyor musun?
- Vazgeçmek ister misiniz?
- Vazgeçmek istiyor musunuz?
Asla pes etmeyin.
Asla pes etmeyin!
- Pes etmemelisin.
- Vazgeçmemelisin.
Vazgeçemeyiz.
- Sakın pes etme!
- Sakın vazgeçme!
- Vazgeçmek istiyor musun?
- Vazgeçmek ister misin?
- Neden şimdi pes ediyorsun?
- Neden şimdi vazgeçiyorsun?
Ben vazgeçmek istiyordum.
Vazgeçerdin.
Tom vazgeçecek.
Tom sonunda pes edecek.
Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
Geri adım atmak zorundaydım.
Unutmayın, asla pes etmeyin!
Unutmayın, asla pes etmeyin!
Asla vazgeçmeyelim
- Asla vazgeçmeyeceğim.
- Asla pes etmeyeceğim.
Ben vazgeçmek istemiyorum.
- Bırakamazsın!
- Pes edemezsin!
- Vazgeçemezsin!
Tom vazgeçmek istemiyor.
Vazgeçme ihtimali yok!
- Vazgeçmeyeceğim.
- Pes etmeyeceğim.
Onlar pes etmeyecekler.
- Bırakamam!
- Vazgeçemem!
- Pes edemem!
- Vazgeçemezsiniz!
- Pes edemezsiniz!
- Bırakamazsınız!
Asla vazgeçmeyeceğim.
Vazgeçmek yok.
Vazgeçmek cevap değildir.
Pes etmeyeceğiz.
Tom asla vazgeçmeyecek.
Kesinlikle vazgeçmeyeceğim.
Vazgeçebilirsin.
Şimdi vazgeçemeyiz.
Tom'dan vazgeçemezsin.
Öylece vazgeçemeyiz.
Bir şeyi seçmek bir şeyden vazgeçmek anlamına gelir.
Planımızdan vazgeçmeliyiz.
Vazgeçebilirim.
- Hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
- Hayalinden vazgeçmek zorundaydı.
- Hayalinden umudunu kesmek zorundaydı.
Hemen vazgeçmek istemiyorum.
- Öylece bırakamazsın!
- Öylece vazgeçemezsin!
- Öylece pes edemezsin!
- Öylece bırakamazsınız!
- Öylece vazgeçemezsiniz!
- Öylece pes edemezsiniz!
- Çabalamadan vazgeçemeyiz.
- Mücadele etmeden bırakamayız.
- Çabalamadan pes edemeyiz.
Belki sadece vazgeçmeliyiz.
Planımdan vazgeçmek zorundaydım.
- Bu kadar erken vazgeçmemeliydin.
- Bu kadar çabuk pes etmemeliydin.
Bu koliyi benim için postalar mısın?
Umudunu kaybetmemelisin.
Gerçekten vazgeçeceğini düşünüyor musun?
Hayallerinden vazgeçemezsin.
Biz sadece Tom'dan vazgeçemeyiz.
Umudunu kaybedemezsin.
Tom kolayca pes etmeyecek.
Garnizon teslim olmaya zorlandı.
Tom asla vazgeçmeyeceğini söylüyor.
Tom o kadar kolay pes etmeyebilir.
Ümidini kaybetmemelisin.
Kesinlikle vazgeçmeyeceğim.
Hayallerinden asla vazgeçme.
Hayalimden vazgeçemiyorum.
Hiçbiri sürünün güvenli ortamını bırakmak istemez.
Asla pes etmeyin, neredeyse geldik.
Tom'a pes etmemesini söyledim.
Vazgeçecek misin?
Ben bu mektubu taahhütlü istiyorum.
Tam sonuna kadar vazgeçme.
Onlar eski yaşam tarzlarından vazgeçmek istemiyordu.
Bırakmak vazgeçmek ile aynı şey değildir.
İşini bırakman gerektiğini düşünmüyorum.
alacağı maldan veya paradan vazgeçerek
Artık inançsızlıktan bence vazgeçmeliyiz
Ne olursa olsun vazgeçmemelisin.
Ona tırmanma planımızdan vazgeçelim.
Onun yerinde olsam, henüz vazgeçmem.
Ne söylersen söyle, vazgeçmeyeceğim.
Kazasından sonra hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Uzun zaman önce sigarayı bırakmalıydım.
Ne söylersen söyle vazgeçmeyeceğim.
O kolay pes eden bir tip değildir.
Doktor sigarayı bırakmanı tavsiye etti.
- Denemeye devam etmeliyim.
- Denemeye devam etmem gerekiyor.
- Denemeye devam etmek zorundayım.
Sana vazgeçmeyeceğimi söyledim.
Sağlıksız olduğu için sigarayı bırakmalısın.
Vazgeçmek istiyorum.
Mücadele etmeden vazgeçemem.
O, yurt dışına seyahat etme hayalinden tamamen vazgeçemedi.
Belki güvenilir bir ev boyacısı için yerel bir gazeteye ilan vermeliyiz.
Sanırım Tom sonunda vazgeçecek ve onu başka birine yaptıracak.
Benim için bu mektupları postalayabilir misin?
Mücadele etmeye değer bir şeyim olduğu için pes etmeyeceğim.
Eğer pes etmek üzereysen, neden başladığını düşün. Hayal et, inan, başar!
Biz vazgeçemeyiz.