Examples of using "Nashorn" in a sentence and their turkish translations:
Çevreci ve gergedan savunucusu olan Clare Campbell böyle durumlarda
Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.
Bazen Sumatra gergedanına bizim kuşağımızın dinozoru diyorum.
Fakat gergedan ne yapacağını anlıyor, dönüp saldırıyor.
Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.