Examples of using "Begegnet" in a sentence and their turkish translations:
Birbirinizle nerede buluştunuz?
- Biz daha önce tanıştık.
- Daha önce tanışmıştık.
Az önce buluştuk.
Arkadaşıma rastladım.
Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
- Havaalanında birbirimize denk geldik.
- Havaalanında karşılaştık.
- Havaalanında birbirimize rastladık.
- Eşinle nasıl tanıştın?
- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Onunla bir yerde karşılaşmış olabilirim.
Onunla daha önce tanıştım.
Sizinle daha önce karşılaşmış mıydık?
O, Maria ile hiç tanışmadı.
Bugün daha erken buluştuk.
Tom daha önce Mary ile hiç karşılaşmamıştı.
Daha önce hiç bu sorunum olmadı.
- Daha önceden bir yerde karşılaşmış mıydık?
- Daha önceden bir yerde tanışmış mıydık?
İkiniz daha önce tanıştınız mı?
Tren istasyonunda arkadaşlarıma rastladım.
Caddede ona rastladım.
Biz daha önce birkaç kez karşılaştık.
Tom işi hakkında çok tutkulu.
Mary işi hakkında çok hırslı.
Bir kez bile onunla karşılaşmadım.
Avrupa'da teyzeme rastladım.
Daha önce bir yerde karşılaşmadık mı?
Dün havaalanında ona rastladım.
Rüyamda, bir kurtla karşılaştım.
Tom Mary ile her zaman buluştuğunu inkar etti.
Sen şimdiye kadar tanıdığım en ilginç insansın.
Kütüphanede hiç Taninna'ya rastladın mı?
Bir hayalet görmüş gibi görünüyorsun!
Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.
O, Tom'la ilk tanıştığım geceydi.
- Tom'la ilk tanışmamızdı.
- Tom'la ilk o zaman karşılaşmıştım.
Daha önce hiç karşılaşmamış olmamız tuhaf.
Öğrenci "daha önce bir yerde karşılaştık mı" diye sordu.
Şu ana kadar tanıdığım en güzel kızsın.
- Az önce bir hayalet görmüş gibi gibisin.
- Az önce bir hayalet görmüş gibisiniz.
Onlar hiç karşılaşmadılar.
Tom'la hiç görüşmedim.
Onunla hiç tanışmadım.
Onlarla zaten tanıştım.
Tom Mary'ye John'la hiç tanışmadığını söyledi.
O şimdiye kadar tanıştığım en yakışıklı adam.
Tom şimdiye kadar tanıdığım en kötü kişidir.
Geçmiş bir yaşamda tanıştığımızı düşünüyorum.
Onu daha önce görmediğim için, onu tanımadım.
Onu tanıyorum ama onunla hiç tanışmadım.
Henüz tanışmadık.
Neden birbirimizle daha önce karşılaşmadığımızıı merak ediyorum.
Ben beğenmediğim bir Kanadalı ile hiç tanışmadım.
Onunla daha önce karşılaştığım için onu bir kerede tanıdım.
Ben Alex. Biz geçen hafta otelde tanışmıştık.
Tom ve Mary sadece üç ay önce tanıştılar.
Tom'la tanıştım.
Tom tanıdığım en kaba insanlardan biri.
Kızla daha önce tanıştığım için onu hemen tanıdım.
Onunla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum.
Onunla hiç karşılaşmadım.
Onunla hiç karşılaşmadım.
Dün oğlunuza rastladım ve o bana kibarca selam verdi.
Tom'la ilk kez üç ay önce Boston'da karşılaştık.
Sanki tanışmışız gibi hissediyorum.
Sanırım Mary şu ana kadar karşılaştığım en güzel kadınlardan biri.
Hatırlayabildiğim kadarıyla, en son karşılaştığımızda ben üç yaşındaydım.
İlk olarak ne zaman tanıştığımızı hatırlıyor musun?
Onunla caddede karşılaştım.
Daha önce tanışmadık mı?
Daha önce sizinle tanışmadım mı?
Keşke daha önce karşılaşsaydık.
Yolumuzu kendimiz seçebiliriz de, ama bu yolda rastlayacağımız insanları seçemeyiz.
Tom bir resim sınıfına kaydolmamış olsaydı asla karısıyla tanışmazdı.
Dışarıda karşılaştığınız herhangi bir kişidin 2 metre veya daha fazla uzağında durun.
Senin gibi biriyle hiç tanışmadım.
"Bugün şehirde kiminle karşılaştığımı asla tahmin edemeyeceksin." "Maria mı?" "Ne? Bunu nasıl biliyorsun?"
Bir zamanlar onu gördüğümü hatırlıyorum.
İlk tanıştığımız günü asla unutmayacağım.
Okuldan eve giderken onunla karşılaştım.
Dick ile ilk karşılaştığımız günü hatırlıyor musun?
Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.
Son karşılaştığımızdan beri uzun süre oldu.