Translation of "Manchmal" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Manchmal" in a sentence and their turkish translations:

manchmal der Aasfresser, manchmal der Wächter

bazısında çöpçü bazen de bekçi

Manchmal liege ich richtig, manchmal falsch.

Bazen haklıyım bazen yanılıyorum.

Manchmal rennt er, manchmal geht er.

O bazen koşar, bazen yürür.

Manchmal unzufrieden,

bazense mutsuz bir şekilde

Ja, manchmal.

Evet, bazen.

- Auch Männer weinen manchmal.
- Sogar Männer weinen manchmal.
- Selbst Männer weinen manchmal.

Erkekler bile bazen ağlar.

- Passiert dir das manchmal?
- Passiert Ihnen das manchmal?
- Passiert euch das manchmal?

Bu size hiç olur mu?

- Wir machen manchmal Fehler.
- Manchmal machen wir Fehler.

Biz bazen hatalar yaparız.

Manchmal nörgelt sie,

Bazen bana söylense de

Manchmal passiert das.

Bu bazen olur.

Ich übertreibe manchmal.

Bazen abartırım.

Manchmal nehmen wir den Bus und manchmal das Auto.

Bazen otobüsle, bazen araba ile gideriz.

- Er besucht mich manchmal.
- Er kommt mich manchmal besuchen.

O, bazen beni görmeye gelir.

- Manchmal reicht ein Wort.
- Manchmal ist ein Wort genug.

Bazen bir kelime yeterlidir.

- Manchmal ist es so.
- Manchmal ist es eben so.

Bazen öyle oluyor.

- Manchmal verstehe ich dich nicht.
- Manchmal verstehe ich Sie nicht.
- Manchmal verstehe ich euch nicht.

Bazen seni anlamıyorum.

- Tom hat manchmal einen Hut auf.
- Manchmal trägt Tom einen Hut.
- Tom trägt manchmal einen Hut.

Tom bazen bir şapka giyer.

- Manchmal denken Sie zu viel.
- Manchmal denkst du zu viel.

- Bazen çok fazla düşünüyorsun.
- Bazen çok fazla düşünüyorsunuz.

- Wir schwimmen manchmal im See.
- Manchmal schwimmen wir im See.

Biz bazen gölde yüzeriz.

- Manchmal verstehe ich dich nicht.
- Manchmal verstehe ich euch nicht.

Bazen seni anlamıyorum.

- Diese Maschine hat manchmal Aussetzer.
- Diese Maschine bleibt manchmal stehen.

Bu makine bazen bozulur.

- Manchmal fahre ich zu schnell.
- Ich fahre manchmal zu schnell.

Bazen fazla hızlı sürüyorum.

Manchmal ist Schweigen nicht Vergessen. Manchmal ist Schweigen nur Geduld.

Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.

manchmal sogar per Handy.

cep telefonuyla bile satın alıyor.

manchmal auf dramatische Weise.

bazen çok yoğun bir şekilde.

Und manchmal sogar öffentlich.

hatta bazen açıkça yapıyorum.

Manchmal, wenn sie redete,

Aslında, bazen evde veya dışarıda konuşacağı zaman

Meg ärgert Ken manchmal.

- Meg bazen Ken'i sıkıyor.
- Meg bazen Ken'in canını sıkar.

Manchmal werden Träume wahr.

Rüyalar bazen gerçek olur.

Er besucht mich manchmal.

O, bazen beni görmeye gelir.

Ich schaue manchmal fern.

Ara sıra televizyon izlerim.

Manchmal werde ich schwermütig.

Zaman zaman depresyona girerim.

Manchmal geht alles daneben.

Bazen her şey yanlış gidiyor.

Er ist manchmal komisch.

O, bazen tuhaftır.

Manchmal werde ich eifersüchtig.

Bazen kıskanırım.

Manchmal kreieren Übersetzungen Mehrdeutigkeit.

Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.

Tom ist manchmal launisch.

Tom bazen huysuzdur.

Wir sehen sie manchmal.

- Biz bazen onlarla görüşürüz.
- Onlarla bazen görüşürüz.

Wir treffen sie manchmal.

Bazen onlarla buluşuyoruz.

Manchmal sieht er fern.

O bazen tv izler.

Ich tu das manchmal.

Onu bazen yaparım.

Manchmal besucht Lucy May.

Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.

Ich schreibe Tom manchmal.

Bazen Tom'a yazarım.

Weniger ist manchmal mehr.

Bazen çokluk azlıktadır.

Manchmal lügen die Leute.

Bazen, insanlar yalan söyler.

Manchmal bist du komisch.

Sen bazen garipsin.

Das kann manchmal vorkommen.

Bazen olur.

Ich mache manchmal Fehler.

Ben bazen hatalar yaparım.

Jungen sind manchmal komisch.

Erkekler bazen gariptir.

Mädchen sind manchmal komisch.

Kızlar bazen gariptir.

Manchmal kaufe ich Tiefkühlgemüse.

Bazen dondurulmuş sebze alırım.

Tom besucht mich manchmal.

Tom bazen beni ziyaret eder.

Manchmal sieht Tom fern.

Tom bazen televizyon izliyor.

Manchmal liebst du einfach.

Bazen sadece seversin.

Hast du manchmal Lampenfieber?

Bazen sahne korkunuz oluyor mu?

Manchmal bin ich traurig.

Bazen kederleniyorum.

- Das kommt manchmal vor.
- Das passiert manchmal.
- Das ereignet sich gelegentlich.

O bazen olur.

- Lernst du manchmal in der Bibliothek?
- Lernen Sie manchmal in der Bibliothek?
- Lernt ihr manchmal in der Bibliothek?

- Ara sıra kütüphanede ders çalışıyor musun?
- Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?

- Manchmal zweifele ich an deiner Intelligenz.
- Manchmal zweifle ich an Ihrer Intelligenz.

Bazen zekandan şüphe ediyorum.

Manchmal ändert sich kurzfristig was.

Planlanmamış şeyler olabilir, ne bileyim.

Manchmal verbringt er Zeit allein.

O, bazen tek başına zaman geçirir.

Manchmal vergesse ich zu atmen.

Bazen nefes almayı unuturum.

Manchmal vermisse ich sie noch.

Bazen hâlâ onu özlüyorum.

Er benimmt sich manchmal seltsam.

Onun davranışı bazen tuhaftır.

Ich schreibe manchmal meiner Mutter.

Ben bazen anneme mektup yazarım.

Manchmal verstehe ich ihn nicht.

Ben bazen onu anlamıyorum.

Sie schreibt manchmal ihrem Sohn.

Bazen oğluna yazar.

Er verliert manchmal die Hoffnung.

O, bazen ümidini kaybeder.

Ich bete manchmal im Sitzungszimmer.

Ben bazen toplantı odasında dua ederim.

Menschen treffen manchmal unlogische Entscheidungen.

İnsanlar bazen mantıksız kararlar verirler.

Diese Maschine hat manchmal Aussetzer.

Bu motor bazen bozulur.

Manchmal bist du ganz reizend.

Bazen çok tatlısın.

Manchmal spreche ich tagelang nicht.

Bazen günlerce konuşmam.

Mein Hund frisst manchmal Gras.

Benim köpeğim bazen ot yer.

Tom singt manchmal auf Französisch.

Tom bazen Fransızca şarkı söyler.

Manchmal hasse ich meine Arbeit.

Bazen işimden nefret ediyorum.

Manchmal hasse ich mich selbst.

- Bazen kendimden nefret ediyorum.
- Bazen kendimden nefret ederim.

Trägst du manchmal Toms Kleidung?

Bazen Tom'un giysilerini giyer misin?

Ich fühle mich manchmal einsam.

Bazen yalnız hissediyorum.

Jungs sind manchmal wirklich dumm.

Erkek çocuklar bazen gerçekten aptaldır.

Ich denke manchmal darüber nach.

Bazen onun hakkında düşünüyorum.

Manchmal bist du so lästig.

Sen bazen çok rahatsız edicisin.

Das Schicksal ist manchmal grausam.

Kader bazen acımasızdır.

Haben Sie manchmal unwillkürliches Harnlassen?

- Sen hiç istemsiz idrar yaşadın mı?
- Hiç idrarını kaçırdın mı?

Kinder haben manchmal keine Geduld.

Çocuklar bazen sabırdan yoksun olur.

Manchmal ist er ein Blödmann.

O bazen bir idiottur.

Ich gehe manchmal ins Kino.

Bazen sinemaya giderim.

Manchmal ist Tom zu verbissen.

Bazen Tom çok fazla çalışır.

Opfer müssen manchmal erbracht werden.

Fedakarlık bazen gereklidir.

Manchmal ist das eben so.

Bazen aynen öyle.