Examples of using "Klebte" in a sentence and their turkish translations:
Kayanın üzerinde yeşil ve sümüksü bir şey vardı.
Onun ıslak kıyafetleri vucuduna yapıştı.
O zarfın üzerine bir pul yapıştırdı.
Maria birçok küçük kalbi buzdolabına yapıştırdı.
O, pakete bir "Kırılgan" etiketi ekledi.
Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.